ALEVİLİK, SİYASET ve YAŞAMA YANSIMALARI
Dün gibi bugün de gerçek anlamda Alevilik yaşanabilir mi? Arkadaşın söylediği bir cümle her şeyin özeti gibiydi. “İyi de kiminle!” evet bu yol, kiminle, nasıl devam ettirilecek, gerçek Anadolu Aleviliği/Bektaşilik kiminle nasıl yaşanılacak, değişen asimile edilerek yıkılan gerçek değerler yeniden nasıl bina edilecek?
Çocukluğumda; annem babam ve komşularımız Yas-ı Matem Orucu başlamadan üç gün önce Masum-u Pak ya da Paklar orucu diye anılan orucu tutarlardı. Devam eden günlerde de 12 gün, 12 İmamlar için Yas-ı Matem orucu tutarlardı. Ezan olmaz, saat kurulmaz, yaz kış fark etmezdi. Oruç gün doğumundan gün batımına kadar tutulurdu. Çoğu kez annemin 12 İmamların katledilişine ağladığına tanık olurdum. Babam tıraş olmazdı. Evde tırnak kesilmez, saç kesilmezdi öyle ki soğan başı bile kesilmezdi. Et asla yenilmezdi. Eşler arasında tensel temas olmazdı. Duru su içilmezdi. Hoşaf ya da ekşi pekmezden “Çalkama” yapılır içilirdi, o da kanıncaya kadar içilmezdi. Bir keresinde babamın suya kül atıp içtiğine tanık olmuştum, çocuk halimle çok şaşırmıştım. Böylesi bir ibadet günümüzde ne kadar yapılıyor ya da olası… Şahsen bunlar yapılsın diye düşünenlerden değil, Alevilik ilericilik ise çağa ayak uydurmak, bilime, sanata daha çok değer vermek, aydınlık yarınları bugünden kurma mücadelesi vermek gerek diyenlerdenim.
Dün, yaşanan Alevi inancı böyle bir şeydi. Hâlâ bu denli sıtk ile inançla ibadet edenler var mıdır diye düşünmeden edemiyor insan ama o denli inanan, ibadet........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d