KENTİ KAVRAMAK VE ORTAK AKILLA YÖNETMEK
İnsanların olayları ve olguları algılayışını, onlar karşısındaki tutumlarını irdelerken, hemen her zaman şu iki söz aklıma gelir:
“Herkesin Tanrısı kendi beyni kadardır” ve
“Kuyunun dibinden dünya, kuyunun çapı kadar görünür”.
Herhangi bir dinden her insanın inandığı Tanrı kavramının en önemli ortak özelliği onun yüceliğidir. İnananlar bu yüceliği tanımlamak için, Tanrının evrenin ve evrendeki her şeyin tek egemeni olduğunu söylerler. Ancak, trilyonlarca gök cisminden oluşan evreni kavrayan kişi ile evreni kendi dünyasıyla sınırlı olan kişi, aynı Tanrıya inansalar da egemenlik alanları bu denli farklı olan Tanrıları aynı yücelikte değildir. O nedenle, “herkesin Tanrısı kendi beyni kadardır”.
İnsanların, çeşitli olay ve olguları algılayışları, onlara verdikleri tepkiler de çok farklıdır. Bu farklılık insanların o konu hakkında beyinlerinde önceden biriktirdikleri bilginin düzeyi ve çeşitliliği ile doğrudan ilgilidir.
Belirli bir konuda derinleşmenin dünyayı olabildiğince bütün gerçekliğiyle algılayabilmek için yararı yoktur. Yaşam alanını yalnızca bir tek konu ile doldurmak, insanı dünyadaki çeşitlilikten uzaklaştırır, beynini bilgi zenginliğinden mahrum bırakır. Belirli bir konuda bilgi ve deneyim kazandıkça kişi o alanda........
© Sonsöz
