menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İLETİŞİM

3 0
15.03.2025

Bir toplumun “çağdaşlık ve gelişmişlik” ölçütlerinden birisi de insanların toplum yöneticileriyle, kurumlarla, dünya ile ve kendi aralarındaki bilgi/haber alışverişinin, yani “iletişimin” niteliğidir. Bu nedenle SAĞLIKLI BİR İLETİŞİM, sonsuz bir süreç olan “demokratikleşmenin” ön koşuludur.

İletişim araçlarının gelişmişliği, bolluğu ve onlardan yararlananların toplumdaki yaygınlığı -tek başına- sağlıklı bir iletişim ortamı olduğunu göstermez. Çok sayıda iletişim aracının ve kanalının bulunması; gerek bireysel gerek kitlesel olarak, insanların iletişim teknolojisinin sağladığı kolaylıklardan yararlanabiliyor olmaları da o toplumda sağlıklı bir iletişimin var olduğu anlamına gelmez.

Sağlıklı iletişimin varlığı sorgulanırken üzerinde durulması gereken, o kanalların sayısal değerleri değil,

-Bilgi aktarma kanallarının nasıl ve ne için kullanıldığı,

- İletilen bilgilerin nesnelliği,

- Bu bilgilerin hangi yönde, ne amaçla, nasıl bir söylemle iletildiği,

- Bilgiyi verenle alan arasındaki ilişkinin “içtenliği”,

- Bilgilendirenin amacı ve

-Bilgilenenin bilgiyi nasıl algıladığı ve nasıl kullandığıdır.

Söz gelimi, basın/yayın araçlarında verilen haberlerin -abartılı, küçümseyici, yönlendirici, özendirici, gerçeklerden çarpıtılmış- öznel değerlendirmeler, nitelemeler ya da yorumlarla yayımlanması, okuru/izleyeni bilgilendirmekten
çok yayımı yapanın, kendi amaçları doğrultusunda yandaş kazanma çabası içinde olduğunu gösterir.

Örneğin, 1919-1922 yılları arasında Anadolu’da yaşananlar, o günlerin iletişim araçlarında,

-İstanbul’daki padişah ve hükümet yandaşlarınca “vatan hainliği”,

-Hilafet yanlılarınca “hilafete isyan”,

-Anadolu’daki padişah yanlılarınca “padişahımız efendimize isyan”,

-İngiltere yanlılarınca “devrimci ve tehlikeli bir niteliğe sahip Kemalist isyan”,

-Amerikan mandacılarınca “umutsuz bir macera”,

-Sosyalizm yanlılarınca “emperyalizme karşı

© Sonsöz