Böyle mi devam edecek (II)!
Yeterli önlem alınmaması ya da yapılan yanlışlar nedeniyle gerçekleşen yangınlarda, maden ve tren kazalarında, depremlerde meydana gelen yıkımlarda binlerce yurttaşımızı kaybediyoruz. Yetmiyor, özellikle de siyasi nedenlerle pek çok yurttaşımızı da bir şekilde mağdur ediyoruz.
Mağdur yaratmaya daha zorunlu eğitim sürecinde başlıyoruz. Çocuklarımızın okula aç gitmesine, dolayısıyla onların gelişimlerinin engellenecek olmasına aldırmıyoruz. Öğrencilerin edinimlerinin ve gelişimlerinin sınırlı kalacağını bile bile, kendilerini yeterince tanımalarına fırsat vermeden onların açık liseye, imam hatiplere, meslek liselerine ya da mesleki eğitim merkezine gitmesini içimize sindirebiliyoruz. Bu okullar yerine genel liselerde okuyabilecek olan çocuğun önünde ne ufukların açılacağını düşünmek bile istemiyoruz.
Nitelikli lise sayısını sınırlı sayıda tutarak daha çok çocuğumuzun bu tür liselerde eğitim almasını bile bile engelliyoruz.
Özel okullarla vakıf üniversitelerine çeşitli destekler vererek, özel okula giden öğrencilere belli miktarda ödeme yaparak varlıklı kesimin çocuklarını ayrıcalıklı hale getirmekten vazgeçmiyoruz.
Çocuk yaştaki kişileri evlendirerek, çocukları istismar ederek, onları küçük yaşta uyuşturucuya alıştırarak hem suç işliyoruz hem de onların tüm yaşamını karartıyoruz.fe
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) ile ODTÜ’ye genelde yüksek puanlı öğrenciler giriyor. Bunlar arasında, öğrencilere/topluma karşı bir haksızlık ya da yanlışlık yapıldığında, tepkilerini demokratik yollarla gösterenler oluyor. “Sen misin hak arayan!” dercesine, polis kuvvetiyle hemen acımasızca saldırıya geçip gösteri yapanları gözaltına almaya çalışıyoruz. Gözaltına alınanları, bir suçları olmasa da, en azından birkaç gece gözaltında tutuyoruz, bir kısmını da adliyeye sevk........
© soL
