menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Demokratik Devlet’in Sırrı

29 21
08.03.2025

Doğada ve toplumda mucize olmaz ama bizde oldu. Devlet, hem de ülkücü-milliyetçi ucu, durup dururken dönüştü, pek demokratik oldu. Sonra cezaevinde rehin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı telefonla aradı. Beş dakika görüştüler. Demokratik devlet, o görüşmede, Demirtaş’a, Öcalan’ın çağrısı sonrası yazdığı yazıda “Erdoğan, Bahçeli, Öcalan… Allah uzun ömür versin” dediği için teşekkür etti. Bunu iki ay önce söylemiş olsa, Öcalan’dan dolayı, çoktan ağır cezalık olmuştu. Demokratikleşmenin delilidir.

Malum bu görüşme trafiği, HDP’nin maksat yeşillik olsun kontenjanından vekili Ufuk Uras’la başlamıştı. Sonra “kayyımzede” Ahmet Türk'le devam etti. Aramadan duramıyordu, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ı aradı; kutladı, “Rahat olun bu ülkeyi birlikte demokratikleştireceğiz” dedi. Abdullah Öcalan’ı da aramış olabilir, bilmiyoruz, mümkündür. Bu kadar dolaylı muhatabı arayıp esas muhatabı aramamak olmazdı.

Sırrı Süreyya Önder, samimiyeti telefon görüşmesinin ötesine taşıdı. Dediğine göre devletin Devlet’i siyasi yaşamda gördüğü en zarif insanlardan biriydi. Birlikte barış halayı çekmek üzere sözleşmişlerdi. Karşılıklı büyük adımlar atılıyordu. Devlet dönüşüp pek demokratik olunca, Sırrı Süreyya da pek Devlet sever olmuştu haliyle. Doğada ve toplumda mucize olmaz ama bizde oldu. “Sırrı Süreyya Başbuğ” ve “Demokratik Devlet Bahçeli” açılımın ilk mucizeleridir!

***

Ama unutuluyor, o zarif devlet, 1950’den sonraki hoyrat “derin devlet”in bir ürünüdür. Bir karşıdevrim örgütlenmesi ihtiyacından doğdular, antikomünizmlerini bileylemek için faşist ve islamcı oldular. Haliyle saf Türkçülüğe değil bir senteze dayanıyorlar. Türk İslam Sentezi ile Kürt İslam Sentezi birbirine pek benziyor haliyle. İçlerinde laiklik ve cumhuriyet yoktur. Demokrasi ise, o sentezde yeşermeyecek şeylerdendir.

Sadece bunlar değil, ikisi de benzer mitolojiden feyz alıyorlar. “Uluslar miti”dir bu, mutlak bir abartmaya ve derin bir uydurmaya dayanıyor. Avrupa uluslarının keşfedilmesinin şunun şurasında iki-üç yüz yıllık bir tarihi var. Bizdeki “Türkçülüğün” ömrü daha kısa, bir yüzyıldan az bir zaman önce keşfedildi o da. Daha önce “Türk” Osmanlıda hakaret niyetine kullanılan bir kelimeden ibaretti. Nevzuhur Osmanlıların sandığının tersine Osmanlının Türklük gibi bir iddiası hiç olmamıştır. Daha önce “Osmanlı tebaası-İslam ümmeti” vardı, Türkler ve Kürtler ayrımsız içindeydi. Bir ulusa mensup olmak ise, her şartta sonradan öğrenilen bir durumdur. Türkler Türk olduğunu sonradan öğrendi; Türkler Türk olduğunu öğrendiği için Kürtler de Kürt olduğunu öğreniyor. Haklarıdır.

Fakat öğrenmek Türklerin Türk olmasına yetmedi, Kürtlere de yetmemiştir. Öğrenilenin dinle tahkim edilmesi........

© soL