menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Kökü dışarıda’ milyonlar

20 12
01.04.2025

Eylemler gerici iktidarı yordu. Sadece işi insan dövmek, eziyet ederek yıldırmak olan polisler değil, mesleği yalan söylemek olan AKP demagogları da yoruldu. Gerçeğin sert esen rüzgarına karşı cılız yalanlardan duvar örmeye çalışıyorlar ve diktikleri her çubuk savrulup gidiyor.

Her birine tek tek laf yetiştirmeye gerek yok, dolayısıyla biz “Kabataş fantezileri” ayarındakileri geçip, ciddiye alınmaya değer olana, baş demagog Mehmet Uçum’un yalanlarına gelelim. Çünkü Uçum, bu köşeye başlarken kavga edeceğimizi söylediğimiz “okumuş karanlık”ın önemli temsilcilerinden biri. Diğerlerinden akıllı olduğu için, son iki haftanın öyküsünü, bu ülkenin genç insanlarının aklına kendi onurlu eylemlerine dair “acaba?” şüphesi düşürecek bir yerden kuruyor.

Uçum çok özetle şunu söylüyor: “Eylemler dış güçlerin provokasyonu ve bu doğrultuda ‘turuncu devrim’ yöntemleri kullanılıyor. Emperyalist örtülü propaganda gençlere ‘nihilist’ bir ruh hali benimsetiyor ve onları kendi menfur amaçları doğrultusunda araçsallaştırıyor.”1

Artık genç değilim ama günlerdir partimle beraber eylemlere katıldım; dolayısıyla Uçum’un yazdıkları beni de ilgilendiriyor ve bunlar çok ağır iftiralar. Gelin, elimize aklın neşterini alalım ve inceleyelim…

***

Önce işin kolay kısmını halledelim.

Eylemlere katılım iki milyonun üzerinde ve kitlenin başını üniversite öğrencileri ile genç işçiler çekiyor. Sayın Uçum bu ülkede emperyalist dış güçlerin iki milyon insanı sokağa dökebilecek bir manipülasyon örgütlenmesi olduğunu mu düşünüyor? Eğer durum buysa, Türkiye korkunç bir istihbarat ve güvenlik zafiyeti içindedir, Türkiye Komünist Partisi’nin ısrarla söylediği gibi yönetilemiyor demektir.2 Bu denli vahim bir durumdaysak, bunun baş sorumlusu hiç tartışmasız Uçum’un 22 buçuk yıldır kesintisiz biçimde iktidarda olan partisidir. Dolayısıyla, eğer Uçum’un iddiaları doğruysa, bu ülkede iktidar derhal değişmeli, emperyalist provokasyonlara engel olacak bir iktidar kurulmalıdır.

Uçum’un bu iddialarına delil olarak eylemleri cımbızlaya cımbızlaya bulabildikleri ise gaz maskesi takmış bir semazen ve Pikaçu kıyafeti giymiş bir vatandaş. Eylemlerde “Avrupa Birliği” sloganları yok, başka ülkelerin bayrakları yok, emperyalist devletlere yönelik cılız bir talep ya da çağrı dahi yok.

Ama eylemlerin ortak sembolü, polisin tekme atmaktan, ayaklarının altına almaktan çekinmediği Türk bayrağı. Emperyalist işgalden kurtuluşumuzun, bağımsızlığımızın sembolü.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İngiliz İşçi Partisine sitemleri ve Avrupa basınına verdiği kimi demeçler kuşkusuz bu bağlamda değerlendirilebilir ve utanç vericidir. Ama sayın Uçum çocuk mu kandırdığını düşünüyor? CHP emperyalistlerin güdümünde olabilir, ama eylemler CHP güdümünde falan değil. Bu ülkede CHP’nin iki milyondan fazla insanı sokağa dökme gücü vardı da bugünü mü bekliyordu? Hayır efendim, İmamoğlu meselesine aşağıda geleceğiz, ama eylemler CHP’nin sokak çağrısıyla başlamadı ve büyümedi. Eylemler başladı, büyüdü ve CHP denen cılız, parça parça yapıyı önüne katıp sürükledi.

Dolayısıyla haberler kötü, sayın Uçum. Karşınızdaki, bu ülkenin bir türlü boyun eğmeyen insanlığıdır.

***

Peki, neden bugün, neden gençlik, ve konu İmamoğlu mu?

Yine kolay olanından başlayalım, konu İmamoğlu değil. İmamoğlu yalnızca doğru zamanda doğru yerde olan bir müteahhit. Uçum’un partisindeki ya da CHP’deki binlerce başka müteahhitten pek bir farkı yok. Konu, bu ülkenin ekonomisinin 2018’deki Rahip Brunson krizinden bu yana emekçiler ve gençler için bir türlü düze çıkmıyor olması. Hatırlayınız, bu krizi atlatabilmek için o dönem AKP’de olan İBB meydanlarda tanzim satış çadırları kuruyor, kişi başına iki kiloyla sınırlı ucuz domates falan satıyordu. 2019 Martında İmamoğlu seçimi kıl payı kazanmış, AKP güreşe doymayan mağlup pehlivan gibi ısrar edince 23 Haziran’da fark kıldan biraz daha kalınca bir hal almıştı.

Sonra pandemi. Ekonomi bir kez daha alt üst oldu ama en fazla etkilenen, eğitimleri rezil olan öğrencilerdi. Bugün eylemlerde başı çeken üniversiteliler, pandemi yıllarında bir yandan uzaktan eğitim saçmalığıyla boğuşuyor, diğer yandan üniversite sınavına hazırlanıyordu.

Sonra 17 Aralık 2021 döviz kuru krizi. Bugün eylemlerde başı çeken gençler ülkelerinin parasının bir günde pul olabileceğini 2018’de görmüştü, bir kez........

© soL