menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump, faşizm, savaş ve bizler

16 17
14.03.2025

Acele işe şeytan karışır...

Bugün dünyada olup bitenleri, gün gün, saat saat takip etmek ama yaşananlardan büyük sonuçlar çıkarmak için asla acele etmemek gerekir.

Trump'ın ikinci dönemi hızlı başladı. Zelenskiy'e had bildirdi, Putin'le arayı biraz düzeltti, Gazze, Panama, Grönland ve Kanada'yı istedi, Avrupa'yı aşağıladı, Çin'e (ticari) savaş ilan etti...

Peki bu nasıl okunmalı? Geçmişten bugüne, uzun vadeli stratejilerle hareket ettiği düşünülen ABD emperyalizminin ihtiyaç ve yönelimleri mi değişti? ABD'ye şu ana kadar hakim olan devasa şirketler aniden karar mı değiştirdi yoksa o şirketlerin pabucunu dama atan yeni güçler mi ortaya çıktı?

Bu sorulara yanıt vermeden önce, ABD'nin içinde şu ana kadarkilerden oldukça şiddetli bir mücadelenin sürdüğünü, bu mücadelenin nereye evrileceğini bugünden kestirmenin mümkün olmadığını not etmek gerekiyor.

Karmaşık, yeni keskin dönüşlere açık, belirsizliklerle dolu bir sürecin nihai aşamasına geldiğini söylemek için çok erken. Trump'ın hamleleri arka arkaya gelse de...

ABD Başkanı Demokrat Partili John F. Kennedy 1963'te ülke içi bir hesaplaşma sonucu öldürüldü. Daha doğrusu, "establishment-kurulu düzen" başkanı öldürdü ama bunu yönetebildiler, halkın dikkatini başka şeylere çektiler, olay büyümedi.

Trump'ı ise öldürmeyi denediler, olmadı. Ancak öldürselerdi ortalık birbirine girerdi. ABD'de sistem tıkandı, toplum keskin çizgilerle bölünmüş durumda.

Ve gidişat, Trump'ın temsil ettiği çizgi kadar karşıtlarının da konsolide olduğunu gösteriyor.

Trump'ın arkasındaki ekonomiyi hafife alamayız. Petrolcüler, imalatçılar, emlakçılar, inşaatçılar, büyük çiftçiler ile otomotiv, yüksek teknoloji ve silah endüstrisinin bir kısmı yüksek gümrük tarifelerini, yatırımların ülke içine çekilmesini ve sistemin bazı noktalarına neşter vurulmasını destekliyorlar.

Öte yandan Trump karşıtlarının da arkasında paranın gücü var ve şu ana kadar bir "uzlaşma" ya da "adapte olma" niyeti göstermiş değiller.

Kavga büyük. Medyada kim daha güçlü bunu kestirmek mümkün değil. Trump ile arayı düzeltme eğilimi gösteren kimi ağır toplara rağmen, ABD'de medya dendiğinde akla gelen kurumların büyük bölümü Trump'la ölesiye didişiyorlar.

Kurulu düzenin kritik kurumlarında da direniş sürüyor. Biden'dan Trump'a geçiş belki planlı ve yumuşak bir biçimde gerçekleşti ama şimdilerde ABD'nin içinde kaos hakim.

Bugün Avrupa'nın, daha doğrusu İngiltere ve Fransa'nın, Almanya'yı da sürükleyerek Trump'a meydan okumasını biraz da ABD'nin içindeki "dostları"nın henüz havlu atmamasına bağlamak mümkün.

Bütün bunlardan "Trump'ın ömrü kısa olur" türünden bir sonuç çıkaramayız. Ancak her şey olabilir ve henüz "ABD Avrupa'dan koptu" sonucuna ulaşmak için çok erken.

Evet acele etmemek gerekir.

1990'larda bir Japon mucizesinden söz edilirdi. Bu ülkenin ABD'nin olası rakibi olduğu ve kısa sürede onu sollayacağı iddiası bayağı yaygın kabul görüyordu. Bugün Japonya yine bir güç ama kimse Japon yüzyılından söz etmiyor.

Japonya'nın ardından, sıra Almanya'ya gelmiş ve Demokratik Almanya'yı yutup AB'yi arkasına alan Federal Almanya'nın emperyalist dünyada ABD'ye kafa tutacağı ileri sürülmüştü. Bugün Almanya ciddi ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunlar içinde debeleniyor. Kuşkusuz ayağa kalkacak olanak ve kuvvete sahip olarak...

İlginç değil mi, Biden döneminde ABD Avrupa'yı, özellikle Almanya'yı Rusya'dan koparmak için uğraştı, her tür dalavereyi çevirdi, Ukrayna'da savaş biraz da bu yüzden çıkarıldı.

Şimdi aynı Avrupa ABD'yi Rusya'dan koparmak için her tür rezilliğe imza atacak kadar kudurdu.

Bu değişim henüz yılını bile doldurmadı.

Büyük sonuçlar çıkarmak için henüz erken.

Evet elimizde Trump'ın stratejisine dair bayağı net bir tablo var. Ama zaten vardı bu. Çok kaba bir özet geçersek: Çin'le hesaplaşmak için Rusya ile sorunları dondurmak hatta azaltmak, ABD ekonomisinin dünya sisteminde gerilemesine neden olan mevcut statükoyu değiştirmek.

Bunun üzerine eklenmesi gereken çok şey var. Ama gelişmeleri takip etmek, bizim açımızdan, önlem ve inisiyatif almak, egemenlerin değil........

© soL