AKP CHP'yi yönetebilir mi?
AKP seçme ve seçilme hakkına bir kez daha ve bu sefer gözünü karartarak saldırdı ve çok açık ki, hiç istemediği bir sonuçla karşılaştı. Düzelteyim, hiç istemediği birden fazla sonuçla.
Bunca yıldır iktidarın her tür keyfi uygulaması "ama millet bizi seçiyor" demagojisi ile gerekçelendiriliyordu. Bu tamamen patladı ve Cumhur İttifakı'nın tabanında da bir büzülme etkisi yarattı. Bürokrasiden medyaya, parti örgütünden kabineye, AKP yönetiminde konuşan, diklenen, toplumda ortaya çıkan dirençle uğraşanların sayısındaki azalma partinin toplumsal tabanında heyecansızlığın üstüne eklendi. Çok az kişi ikna.
Böylece iktidar bundan sonraki yolculuğuna "millet iradesi" söyleminden yoksun devam etmek durumunda kalacak. Bunun ne anlama geldiğini yaşayarak görecekler.
Dahası, genel oy hakkının gaspına giden süreçte "demokratik tepkiler başımızın üzerinde" diye diye ne grev hakkı, ne haber yayma ve alma hakkı, ne örgütlenme hakkı bırakıldı. Şu anda iktidar yoksullukla açlık arasına sıkıştırılarak yaşam hakkı elinden alınmakta olan geniş bir toplumsal kesime yalandan da olsa bir "demokratik" alan sunamaz hale geldi.
Peki bu kadar güçlüler mi? Ve kimilerinin iddia ettiği gibi bu bir faşizm süreci mi?
Faşizmin ne olduğuna dair bir tartışmaya burada girmeyeceğim. Ama buradan AKP'nin yaşadığı ve yüzleşmekte olduğu bir başka soruna geçeceğim.
Son gösterilerde Cumhur İttifakı'nın kendi doğal tabanı olarak gördüğü geniş bir toplumsal kesim sokağa döküldü. Önemli bir bölümü 25 yaş altı olan bu insanları yaftalamak anlamsız........
© soL
