Şimşek’in 'iç talep' vurgusu: Makas değişikliği mümkün mü?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 19 Mart sonrasında yaptığı değerlendirmelerde Türkiye ekonomisinde büyümenin “iç talep” çekişli olduğunu sıkça hatırlattı. Söz konusu vurgu Trump’ın “kurtuluş günü” ilan ettiği 2 Nisan sonrasında daha belirgin hale geldi. Her ne kadar Şimşek’in yanısıra Tayyip Erdoğan, Cevdet Yılmaz gibi isimler Trump’ın Çin’i hedef alan gümrük vergisi uygulamalarının “dost” ülke olarak Türkiye’ye fırsatlar sunduğunu, belirsizliklerden etkilenilmeyeceğini öne sürse de Şimşek’in konuşmalarında “iç talep” vurgusu güçlendi. Son olarak Giresun’da yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısının ardından Şimşek, iç talep kaynaklı yapının Türkiye’yi benzer ülkelere göre daha az kırılgan kıldığını söyledi.1
Şimşek’in “iç pazar” vurgusunun dış pazarlardaki belirsizliklerin telafi edilebileceğini söyleyerek güven vermeye çalışmanın ötesinde düzen açısından bir hareket alanına işaret etme boyutu taşıması zayıf olmayan bir olasılık. “Şimşek Programı” olarak kodlanan iç talebin baskılandığı, mali disiplin ve finansal sıkılaşmaya dayalı ekonomi politika setinin gevşetilmesinden, iç pazarın uyarılmasına bir makas değişikliği, bir dizi kısıta rağmen olası görünüyor. En azından mevcut sıkışmadan çıkış seçeneklerinden biri olarak şekillendiği, tartışıldığı söylenebilir. Siyasi iktidarın yaşadığı sıkışmayı, “yönetme krizi”ni aşmaya yönelik düzenin bütün aktörlerini kapsayan bir uzlaşı arayışının diğer başlıklarla beraber ekonomide de yeni bir rota oluşturmayı, en azından bunu denemeyi zorunluğu kıldığı düşünülebilir. Sadece sermaye sınıfının ihtiyaçları değil, kontrolden çıkma potansiyeli taşıyan toplumsal dinamiklere yönelik ek manevra alanı yaratılması gibi hafife alınamayacak bir basınç da söz konusu.
Düzenin direksiyonu iç pazara kırarak hareket alanını genişletme ya da ek manevra alanı yaratma imkânı bulunuyor mu, böyle bir hamlenin kısıtları neler soruları bir yana Türkiye’nin benzer ülkelerden daha az kırılgan olduğu iddiasına dayanak oluşturan yapıya göz atmak yerinde olur.
Söz konusu yapıyı betimlemek üzere ihracat/GSYH oranı kullanmak kolaylaştırıcı. İhracatın GSYH içindeki payı teknik olarak yanlış bir karşılaştırma olmakla birlikte ülke karşılaştırmaları ve bir zaman serisi içinde bir ülkede ihracatın GSYH katkısına ve tersine yani iç talebin GSYH payına ilişkin kabaca fikir vermesi açısından bir anlama sahip.
“Benzer ülkeler”........
© soL
