menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sokak tokadı

49 3
07.05.2025

19 Mart günü Beyazıt’ta başlayan fırtına şimdilik dinmiş gibi görünüyor. Siyaset yine kendi mecrasında hızlı bir şekilde akmaya ve olağanüstü bir karakter taşımaya devam ediyor, hatta ana muhalefet partisinin lideri güpegündüz ve kameralar önünde saldırıya uğruyor ama buna rağmen 19 Mart atmosferinde değiliz.

Anlaşılacağı üzere “19 Mart’ta Beyazıt’ta başlayan fırtına” derken sokağın yeniden siyasi denkleme dahil oluşundan ve dengeleri ciddi ölçüde sarsmasından söz ediyorum. 19 Mart günü İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin barikatı yıkıp geçmesiyle birlikte Türkiye’nin dört bir yanında başını gençlerin çektiği büyük sokak eylemleri başlamış, bu eylemler hem içerik hem biçim itibariyle İmamoğlu ve CHP destekçiliğinin ötesine uzanmıştı.

Eylemleri sönümlendiren ilk neden zamanlama oldu; bayram tatilinin sadece iki günü hafta içine denk gelmesine rağmen dokuz günlük resmi tatil ilan edildi ve eylemlerin başını çeken üniversite öğrencilerinin evlerine, memleketlerine gitmelerinin önü açıldı. Okullar dokuz günün ardından yeniden açıldığında aynı kitleselliğe ulaşılmak için gösterilen çaba ise işe yaramadı, elbette ki 19 Mart öncesindeki sessizlik yoktu ama 19 Mart’tan bayram arasına kadar devam eden kitlesellik de artık söz konusu değildi.

Eylemlerin sönümlenmesinin ikinci nedeni, CHP’nin kitleyi Saraçhane’den çekmesi ve buna paralel olarak diğer kentlerdeki kitlesel eylemlerin de sona ermesiydi. Elbette ki ilanihaye insanlar Saraçhane’ye çağrılamaz ve aynı atmosfer yaratılamazdı ama yerine ikame edilecek şeyin ne olacağı konusunda daha isabetli davranılabilirdi. Her hafta bir şehirde ve İstanbul’un bir ilçesinde miting planı, Yozgat’taki traktörlü halk tepkisi ayrı tutulmak üzere istenilen etkiyi yaratmadı.

İkinci dalga operasyon sonrası yaşananlar gidişatın nereye doğru olduğunu göstermesi açısından önemliydi. Bu operasyonla İBB bürokrasisi felç edildi, belediyeye adeta fiilen kayyım atandı ve yeni dalgaların önü açıldı ama buna ciddi bir tepki verilemedi. İktidar da yeni operasyonlar öncesi CHP’nin ve genel olarak muhalefetin nabzını yoklamış, adımlarını neye göre atacağını belirlemiş oldu.

Üçüncü neden ise eylemlerin ekonomi-politik arka planını yoksulluk ve işsizlik oluşturmasına rağmen, sokağa emeğin ve ekmek kavgasının damgasını vuracak bir iradenin bulunmamasıyla ilgiliydi. CHP, meseleyi seçme seçilme hakkının ötesine taşıyacak ve örneğin Şimşek programının karşısına alternatif bir ekonomik programla çıkacak bir tutumu benimsemedi. Sendikaların........

© soL