menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avrupa’da 'Güvenlik Mimarisi İnşası' ne anlama geliyor?

17 21
12.04.2025

Emperyalist merkezlerin ideologları emekçi halk düşmanlığını saklamak ve güzellemek için yaratıcı icatlarda bulunurlar. Örneğin, Sovyetler Birliği’nin çözülüşü sonrası dünyadaki bütün emekçi halklara karşı başlattıkları intikam saldırısına “Küreselleşme” demişlerdi.

Şimdi Avrupa’daki merkezlerde başka bir laf konuşulmuyor, “Avrupa Güvenlik Mimarisi İnşası” nasıl sağlanacakmış? Bu mesele Türkiye ile de ilgili, çünkü inşaya katkı konusunda ricacılar!

Bu yazıda “Avrupa Güvenlik Mimarisi İnşası”nın içinden geçtiğimiz kriz ortamında bir emperyalist paylaşım savaşına hazırlıktan başka bir şey ifade etmediğini kısaca irdeleyeceğiz.

Kriz İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD liderliğinde davranma alışkanlığı ve konforunun duvara toslamasından kaynaklanıyor.

1990 sonrası Sovyet Cumhuriyetlerini ve eski sosyalist ülkeleri emperyalizmin hegemonyasına almak için sinsi bir siyaset ve saldırganlık ABD liderliğinde ve AB’nin katkısıyla gerçekleşti. NATO ve AB adım adım doğuya ve güneye doğru genişledi. Yeri gelince Sırbistan’ın bombalanması gibi yöntemlere başvursalar da çoğu kez sermaye yatırımlarını, sivil toplum kuruluşlarını, renkli “devrimleri” vb. kullanarak hegemonyalarını kurdular. Ukrayna’da da aynı şey yaşandı. Batı emperyalizmi 2014 Maydan Komplosu ile Ukrayna’da Rus yanlılarını öteledi ve kendi hegemonyasını kurdu.

ABD’nin Pasifik’te Rusya’yı Çin’in yanında savaşamayacak hale getirme kurgusu nedeniyle Ukrayna Savaşı tetiklendi. Ukrayna’nın NATO’ya alınması demek Rusya’nın güvenliğinin çöküşü anlamına geliyordu ve bu kışkırtmanın savaşa neden olacağını biliyorlardı.

ABD başta Almanya olmak üzere Avrupa sermayesine Ukrayna ve belki sonra Belarus ve hatta Rusya’nın bir kısmını vaat etmiş olmalıdır diye tahmin ediyoruz. Sadece Ukrayna uçsuz bucaksız tarım alanlarıyla, nadir metaller içinde olmak üzere madenleriyle, enerji tesisleriyle, su rezervleriyle, Karadeniz kıyısına sahip olmasıyla, hatırı sayılır emek gücü potansiyeliyle müthiş bir pastaydı emperyalistler için. Üstelik savaşmayacaklar, Avrupalı........

© soL