menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Burada durdurulmazsa...

16 1
24.02.2025

Trump’ın ABD başkanlığına seçilmesi sonrasında dünyada devam eden bir dizi sorunda makas değişikliği olasılığı güçlenmiş görünüyor.

Bunlardan birincisi Ortadoğu ve özellikle de Filistin. Geçtiğimiz ay boyunca Trump’ın Gazze Şeridi’ni “Filistinliler’den arındırma” projesini tartıştık. Tasarının insanlığın en temel değerleriyle ilişkisizliği bir yana, Trump’ın Ortadoğu tahayyülü bakımından da son derece olumsuz sonuçlara yol açacağı açıktı. 4-5 km2’lik bir alanda bir tatil ve kumar cenneti kuracağım derken başta Ürdün ve Mısır olmak üzere Ortadoğu’da ABD’ye tabi ne kadar rejim varsa ayaklarının altındaki halıyı çekecek ve bölgeyi daha fazla kaosa sürükleyecekti. “Trump bu manyaklığı yapar mı?” sorusuna verilen ilk yanıt “yapabilir” şeklindeydi. Nasılsa engel olacak kimse yoktu. Çin uzaktan parmak sallamakla yetiniyor, başka masalarda başka öncelikleri bulunan Rusya ise “ayrıntıları görelim” gibisinden kıvırtıyordu.

ABD Başkanı’nın Gazze’ye bir buldozer gibi girmesi kaçınılmaz görünürken benim de aralarında bulunduğum kimi iflah olmaz iyimserlerin bir beklentisi kabinesindeki bazı isimlerin yapacakları meselenin bölge bakımından yaratacağı felakete dair hatırlatmaların işe yaramasıydı. Bir diğer beklenti ise Trump’ın en ucuzundan bir iş insanı olmasıyla ilgiliydi. Başkan, muhtemelen pazarlığı en yüksekten başlatarak bölgedeki rejimleri başka şeylere ikna etmeyi hedefliyordu. Nitekim bunu doğrulayan bir gelişme oldu. Yanılmıyorsam önceki gün Trump şöyle bir şey söyledi: “Benim Gazze planım bir dayatma değil, öneriydi!”

Gazze ve bütün Filistin bu gelişmeyle birlikte yeniden kendi gündemine, bir başka deyişle Hamas ve İsrail arasındaki tutsak takasına geri döndü. İsrail olanca kötü niyetiyle süreci baltalamaya ve savaşa geri dönmeye çalışıyor olsa da ateşkes devam ediyor. Trump’ın Gazze planının bir adım daha ilerlemesi halinde her zaman yaptıkları gibi “atıp tutmak” zorunda kalacak “dünya liderleri” de şimdilik bir rahat nefes aldılar. Halkın parasıyla her hafta Kudüs’ü küffardan kurtardıkları müsamere tadındaki sesli görüntüleri (dizi diyen de var) sergilemeye gönül rahatlığıyla devam edebilirler.
Filistin’de makas değişmedi. Biden yönetimi döneminde teşvik edilen ve İsrail tarafından memnuniyetle uygulanan istila ve soykırım planı Batı Şeria ve Kudüs’te devam ediyor. İsrail’in “seçilmiş”, hırsız, katil ve alçak Başbakanı Netanyahu Tulkarim’de (Batı Şeria) Filistinli bir ailenin dünyanın en pespaye ordusu tarafından boşaltılmış ve işgal edilmiş evinde basına fotoğraf veriyor. Medeniyet gibisi yok!

Makas değiştirme niyetinin en fazla mesafe aldığı yer ise Ukrayna cephesi oldu. ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları başkanlığındaki heyetler Suudi Arabistan’da Ukrayna’nın kaderini tartışmak üzere toplandılar. Kuvvetle muhtemeldir ki, tartışılan sadece Ukrayna olmadı. İki kapitalist ülke dünyaya dair tasavvurlarını da masaya yatırıp uzlaşmaz noktaları azaltma konusunda çaba göstermek konusunda anlaştılar. Bu konuda daha yetkin bir analizi

© soL