menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Açık ofsayt

20 13
17.02.2025

Gezegen üzerinde en çok kişinin takip ettiği ve oynadığı spor dalının futbol olduğu söylenir. Bunun nedenleri incelenirken de genellikle futbolu oynamanın ve izlemenin basitliği üzerinde durulur. Gerçekten de futbolun temel kurallarını kavramak kolaydır. Tek bir istisnayla elbette: Ofsayt. Oyunun genel basitliğine aykırı bir karmaşıklık içerir ofsayt. İngilizce “Off-side” sözcüğünün futbol bağlamındaki anlamından gidersek oyuncunun bulunmaması gereken bir alanda olmasıdır. Fransızca karşılığı ise “oyun dışı” anlamına gelir. 22 kişinin bir topu ittirerek kale diye tanımlanmış alana göndermelerine dayanan oyun işin içine ofsayt girince karmaşıklaşır. Futboldan anladığını iddia edenler ofsaytı bildikleri kanısında iken kavram aynı zamanda az bilenlerle dalga geçme vesilesidir: “Ofsaytı bile bilmiyor” denir. Aslına bakarsanız ofsayt kuralının varlığı özü itibariyle çok da zekâ gerektirmeyen futbola biraz akıl katar. Çünkü ofsaytta kalmamak için planlama ve dikkat gerekir. Sürekli ofsaytta kalan bir takım enerjisini boşa tüketmiş olur ve önünde sonunda maçı kaybeder.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş başlayalı üç yıl oldu. Bellekle arası pek iyi olmayan bir toplumda yaşadığımız için anımsatmakta yarar var. Bu savaş birdenbire çıkmadı. ABD ile İngiltere’nin 2014 yılından beri adım adım uyguladıkları bir planın son aşamasıydı. Savaş boyunca ABD ve müttefikleri Ukrayna’ya silah akıttılar. Savaş istihbaratı ve planlama konusunda tam destek verdiler. Rusya ise silah endüstrisinin sıkıştığı noktalarda Çin ve İran’dan silah ve Kore Demokratik Cumhuriyeti’nden asker temin etti. Rusya’nın “özel operasyon” adı altında başlattığı savaşı süratle bitirmek adına Kiev’deki yönetimi devirme planı işlemedi. İş uzadı, her iki taraftan yüzbinlerce insan hayatını kaybetti.

Almanya ve Fransa gibi ülkeler, ABD ve İngiltere’nin “Rusya’yı çökertme” planına katılma konusunda bir süre kararsız kaldılar. Genel olarak AB sermayesi bir yandan kâr-zarar hesabı yaparken bir yandan da “Patron”u kızdırmamanın yollarını aradılar. Bulamadılar. Hep birlikte savaş katarına atladılar. Savaş salt silahlarla yürütülmedi. Ekonomi ve yalanlar çoğu zaman füzelerden daha çok kullanıldı. Rusya’da Putin yönetimine karşı durma eğilimi zaman içinde tam da beklenebileceği gibi çiğ bir Rus düşmanlığına dönüştü. Boru hatları, sualtı kabloları sabote edildi. Kremlin sorumlu tutuldu ama her defasında gerçek bir süre sonra ortaya çıktı. Bugün o sabotajların çoğunluğunun İngiltere’nin başının altından çıktığı tartışılmıyor bile. Avrupa denilen siyasal varlık bu süreçte 100 yıldır pazarladığı ne kadar değer ve ilke varsa kendisi çiğnedi. Ukrayna’da varlığını inkâr ettiği Nazilere kendi sokaklarını teslim etti. Daha güçlü bir devletin saldırısına uğrayan Ukraynalıları........

© soL