İran operasyonu ve CHP
Türkiye topraklarının ABD’nin Irak işgali için kullandırılmasının oylandığı 1 Mart tezkere görüşmeleri öncesinde 9 Ocak 2003 günü Milliyet gazetesinde gizemli bir haber yayınlandı. Haberde şöyle deniyordu: “Askeri strateji uzmanlarının raporuna göre, Saddam elindeki 12-25 balistik füzeyle Doğu ve Güneydoğu’ya saldırabilir…” 17 Ocak’ta çıkan başka bir habere göre ise Türkiye Irak’tan gelebilecek kimyasal ve biyolojik başlıklı balistik füzelere karşı 4. maddenin işletilmesini sağlamak üzere NATO’ya başvurmaya hazırlanıyordu.
Gördüğünüz gibi yakın tarihimiz savaşlara ortak olmamız için üretilen “varoluşsal tehdit” iddialarıyla dolu.
“Varoluşsal tehdit”ler peşimizi bırakmıyor ki bu kez benzer bir tehdit iddiası, CHP’nin dış politika yapıcısı eski büyükelçi Namık Tan’dan geldi. Hakan Fidan’ın açıklamalarına yanıt olarak kaleme aldığı 5 Ekim tarihli tweet serisinde Tan, Fidan’a yanıt verirken “İran’ın nükleer programı bizim için de varoluşsal tehdit” diyor. Peki, ama neden?
Çünkü olmayan kimyasal silahları varoluşumuzu tehdit eden Irak’tan sonra olmayan nükleer silahları varoluşumuzu tehdit eden İran’a karşı da ABD’yle birlik olmamızı isteyen bir gelenek hala aramızda yaşıyor. Bu geleneğe “Soğuk Savaş tarzı Atlantikçilik” diyebiliriz. Bu geleneğin CHP politikalarındaki yerini aşağıda biraz daha açacağım.
Ama önce Türkiye’de olası bir İran operasyonunun farklı kesimleri aynı paydada buluşturduğunu vurgulamak istiyorum. AKP iktidarı ve kitlesi uzun süredir Şii düşmanlığı üzerinden İran’a karşı bir operasyona psikolojik olarak hazırlanmış durumda. Sahada da bu konuda deneyim biriktirdiklerini söylemek yanlış olmaz. Türk dışişleri tarihinin en büyük skandallarından biri olarak şimdiden tarihe geçen Erdoğan-Trump görüşmesinden sonra iktidar, ABD’nin isteklerine uygun yeni bir adım daha attı: Erdoğan’ın imzasıyla İranlı kişi ve kurumların Türkiye’deki mal varlıkları donduruldu.
Türkiye’deki farklı kesimlerin birbirinden farklı beklentiler üzerinden İran operasyonuna ideolojik olarak hazırlandıklarını görüyoruz. Bu kesimler arasında mezhepçi İslamcılar dışında Kürt milliyetçileri ile ırkçı Türk milliyetçileri de var. Ancak bu ironik ortaklaşma başka bir yazının konusu.
Bu yazının konusu ise CHP’nin tutumu.
CHP’nin tutumu hem önemli hem de diğer kesimlerden farklı olarak değerlendirilmesi gereken dinamiklere yaslanıyor.
Bilindiği gibi CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mart operasyonunun ABD yönetiminin icazetiyle gerçekleştirildiğini açıklamıştı. Muhtemelen operasyondan üç gün önce Erdoğan ile Trump arasında yapılan telefon görüşmesinin konularından biri buydu.
Son Erdoğan-Trump görüşmesi ise yüz yüze........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d