menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yönetmek, yönetememek

29 1
08.02.2025

Dünya, üzerindeki her bir toplum, her zaman mücadele arenasıdır. Mücadele süreklidir, ama zaman zaman kalıcı duygusu veren statükolar oluşabilir.

İki yüz yıl önce, Büyük Fransız Devriminin yarattığı dalgalar Avrupa’yı sarsıyordu. Devrimin statükosu, düzeni olmaz.

1815’de Waterloo’da Britanya İmparatorluğu, arkasına Devrimin mirasını alan Napolyon’un savaşlarını sonlandırdığında bir statüko ilan edilmiş oldu. Adına Pax Britannica dendi. Britanya Barışı aynı zamanda Britanya egemenliği demekti ve Roma çağını anlatan Pax Romana’ya göndermede bulunuyordu. İngiliz emperyalizminin hegemonyası Birinci Dünya Savaşı’nda bir daha düzeltilemeyecek biçimde karaya oturdu. Şimdi sıra Büyük Rus Devriminin dalgalarındaydı.

Modern kapitalizm döneminin ilk Pax’ı nasıl İngiliz toplarıyla ilan edildiyse, ikincisi de ABD’nin 1944 Normandiya Çıkarması, ama asıl 1945 Hiroşima-Nagasaki bombardımanıyla gelmiştir.

Amerikan Barışı 20. yüzyılın sonlarında Ekim Devriminin etkilerinin neredeyse süpürülmesiyle taçlandı. Ama bu son zafer, tartışmayı durdurmadı. Uzun zamandır ABD’nin dünyanın bir numaralı gücü, hegemonik devleti, baş emperyalisti olduğunu söylüyoruz. Baksanıza, her sabah ABD Başkanının ne dediğini dinlemek üzere uyanıyor insanlık. Delilikle öncülük arasında gidip gelen bir yeni mesaj, tek gün bile eksik olmuyor. Böylece ABD’nin gücü her gün yeniden kanıtlanıyor ve hatırlatılıyor.

Ama bir Pax Americana’dan söz edemiyoruz.

O büyük “barışların” da tarihini mücadeleler yazıyordu. Statükodan ziyade kaotik görünüm veren dönemlerde de, aslolan elbette değişimdir.

Ama arada ciddi fark var. Dünyamız 21. yüzyıla dağınık girdi ve toparlanamıyor. Bir büyük Barış veya statükonun inşa edilmesine kimse imza atamayınca, başka bir kriter öne çıktı: O da inisiyatif almak.
İşte Trump, çılgınca, akıl almaz bir acele, hatta telaş içinde ABD emperyalizminin birbirini........

© soL