12 Mart teğmenlerinden günümüze…
Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreni sonrasında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” şeklinde slogan attıkları gerekçesiyle 5 teğmen ve 3 sicil amiri subay, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edildi.
Bu olay toplumda büyük bir yankı yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, olay sonrası teğmenlerin bu sloganına büyük bir tepki gösterdi. AKP’nin Harp okullarına girecek öğrencileri çok sıkı olarak araştırmasına rağmen önemli bir bölümünün mezuniyet sonrası Atatürkçü bir tavır ortaya koyması Erdoğan’ı şaşkına çevirdi.
Kuşkusuz Harp Okulu öğrencileri de, bu toplumun bir parçasını oluşturuyor. Toplumsal gelişmelerden etkileniyorlar ve siyasal İslamcı anlayışın Mustafa Kemal karşıtı tutumuna karşı bir tavır alıyorlar.
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri döneminde devrimci, solcu oldukları için TSK’dan çıkarılan subayların oluşturduğu ADAM-DER de (Askeri Darbelerin Askeri Muhalifleri Derneği) teğmenlere sahip çıktı. (Ben de bu derneğin üyesiyim).
Bizler de, daha doğrusu 12 Mart 1971 darbesi döneminde teğmen, üsteğmen rütbesindeki devrimci subaylar da, üçlü kararnameyle disiplinsizlik nedeniyle re’sen emekliye sevk edilmişti. (O dönemde sosyalist ve ağırlıklı olarak sol Kemalist 600 dolayında subay, astsubay ve askeri öğrenci ordudan çıkarılmıştı.)
Henüz mahkemelerde yargılamaların başlamadığı bir dönemde, gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genel Kurmay Başkanı’nın imzaladığı üçlü kararnameyle re’sen emekliye sevk edilip TSK ile ilişkimiz kesilmişti.
Herhangi bir emeklilik hakkına sahip değildik, sadece OYAK’a (Ordu Yardımlaşma Kurumu) kesilen primlerimiz toptan ödeme olarak bizlere iade edilmişti. Daha sonra mahkeme sürecinde de yargılama sonucunda hüküm giymemiz halinde ordudan ihracımız söz konusu olacaktı.
Ancak 1974 yılında Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu CHP-MSP koalisyon hükümetinin çıkardığı af kanunu ile bu süreçler gerçekleşmedi. TSK’dan disiplinsizlik nedeniyle herhangi bir özlük hakkına sahip olmaksızın çıkarılmış olduk.
Bizler, bir takım siyasi faaliyetler içinde bulunmamız nedeniyle TCK’nın (Türk Ceza Kanunu) o zamanki 146, 141 ve 142 maddeleri gereğince örgüt kurmak, örgüt üyesi olmak gibi iddialarla yargılanma öncesi re’sen emekliye sevk edilmiştik.
Bugünkü teğmenler ise, böyle bir “suçlama” ile karşı karşıya olmayıp sadece “Mustafa Kemal’in askeriyiz” sloganını attıkları için TSK’dan ihraç edilmiş oldular. 12 Mart 1971 darbe hukuku ile bugünkü durumu karşılaştırdığımızda 5 teğmen ve 3 sicil amirinin “sudan sebeplerle” ordudan ihraç edildiği gözüküyor.
Kuşkusuz burada siyasal İslamcı anlayışın Mustafa Kemal karşıtı ideolojik pozisyonu, rövanşist (intikamcı) bir tepkisi daha fazla........
© soL
