Bellekteki zedeye ‘Medusa’nın Salı’ müdahalesi
Ne çok duydunuz değil mi, “hafıza-i beşer, nisyan ile maluldür” sözünü. İnsan belleği, unutkanlıkla zedelidir. Belleğinizin unutkanlıkla zedeli olduğunu unutmamanız ise, bir paradoks değil, bir döngü sonucu. Yaşananları unutuyorsunuz, her seferinde zedeyi hatırlıyorsunuz. Ya da bir şeyi unutanlara, muhtemelen başka şeyleri unutmuşlar hatırlatıyor… Tuhaftır beşer…
Bir bakış açısından, bu zede, acılara karşı dayanma ve hayatına devam etme gücü aynı zamanda. Örneğin, geçen zaman, kaybettiklerinize karşı bu zedeyi yürürlüğe sokmasa, o kaybın hayıfına takılıp kalırsınız. Bir başka açıdan, aynı zede, benzer acıları tekrar tekrar yaşamanıza yol açan, dersini alamamışlık halini doğurur.
“Balık hafızalı”lık denir ya, ancak birkaç saniyelik hatırda tutuşa göndermeyle, bu olgu gerçektir, kabul. Ama, balığı sürekli oltadaki yeme götüren, birazdan ağzına saplanıp onu öldürecek tuzağı unutmasındaki “başına geleni hak eden alıklığın” mizahı değil, içgüdüsel olarak açlığını dindirecek yeme yönelmesindeki yaşama tutunma trajedisidir altı çizilecek olan, eğer ille göndermeyse topluma. Bunun nisyana kurban gitmemesi, halka tepeden bakışın aydın zedesine karşı önemli.
İnsanın, toplumun belleğinin de bir kapasitesi var, güncelleme ihtiyacı var. Databank ve yazılımı gibi. Güncelleme, bir önceki verileri silince de, yalnızca insan belleğinin zedesinin parçası olduğuna yorabilir miyiz bunu? Hayır, nisyan döngüsüne değil, nisyanla korunmak zorunda olduğumuz kötülük döngüsüne işaret eder bu daha çok. Karmaşık mı oldu?
Bir önceki yazıda örneğin, güncel hukuksuzluk örneklerinden, toplumu sindirme operasyonlarından bazılarını saymıştık. Gün geçmedi, ikinci plana düştü hepsi. Unutulmadı ama yeni sürümle güncellendi. Örneğin Halk TV’de program yapan isimlere, yöneticilere akıl almaz bir yasatanımazlıkla, devletin hasmane meydan okuyuşu örneğiyle operasyon yapıldı. Davetle değil, kanal binasında gözaltıyla alınan sevgili Barış Pehlivan’a atfedilen bir “bilirkişi” röportajı bahanesinden sonra, kanalın yayın yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanma gerekçesinden anladık ki, sorun Ekrem İmamoğlu’nun basın toplantısını naklen yayınlamaktı.
Bunun infialiyle, örneğin, bir oyuncu menajerinin Gezi Direnişi planlama suçlamasıyla tutuklanmasındaki nereden........
© soL
