Bahçe hortumu
Evi hemen beş on metre ötede, fabrikayı biraz yüksekten gören bir yerde. Kapının önünde gazetecinin sorduğu soruları yanıtlarken arkasında yangında küle dönmüş fabrikanın ağır görüntüsü var. Tanık olduğu dehşeti anlatıyor:
“Sabah dokuz sularıydı, uyanıktım. Patlama sesi oldu. Kalktım balkondan baktım, adam yanıyordu. Hemen aşağıya indim, bahçedeki hortumu aldım adamı söndürdüm. Sonra onu köşeye aldım. İçerde bağrışma sesleri, çocuklar ve kadınların çığlıkları vardı. Dönüp fabrikanın kapısına doğru gitmeye çalıştım. Müdahale etmek istedim ama alev çok büyüktü. Giremedim ben…”
Sonra çevreden toplaşanlarla beraber çaresizlik içinde itfaiyeyi aramışlar. Gelene kadar olan olmuş zaten. Sürekli patlamış içerisi. Dev bir alev topuna dönmüş fabrika. Ne onlar içeriye girebilmiş ne içeridekiler dışarıya çıkabilmiş.
Görgü tanığının dehşete tanıklığı böyle.
Fason parfüm üretilip depolanan fabrikada yanıcı ve parlayıcı tonlarca madde öylece ortalıkta. Yangın tüpü bile yoktu diyor eski çalışanlar. Gerçi olsaydı neye yarar öyle bir ortamda o da şüpheli ya… Biri karışımı hazırlıyor, diğeri tanka döküyor, başka biri oradan tüplere dolduruyor. Dört yıl önce açılan fabrikanın bugüne kadar patlamaması mucize.
Dışarıya kadar yayılan ağır kokunun yarattığı rahatsızlığa ek olarak gelip geçerken açık kapıdan gördükleri tedbirsiz kimyasal tankları hep korkutmuş mahalleliyi. Kaç kere şikâyet etmişler. Arada bir belediye zabıtaları gelir, üç beş dakika sonra ellerinde birer parfüm kolisiyle çıkıp giderlerdi diyor dehşetin görgü tanığı. O şikayetlerden birinde yine belediye yetkilileri gelip inceleme yapmış, binaya kaçak raporu vermiş. Bir miktar ceza kesildikten sonra yıkım kararı alınmış ama her ne hikmetse o karar bir türlü uygulanmamış.
Demek ki patlayıp yanmasaydı bile vardiyanın........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein