RTÜK: Genel bakış
Geçen hafta “RTÜK girişi” yazısında özetle değindiğim RTÜK yasasına ilişkin Anayasa Mahkemesi iptal kararı, bu kararı aşmak için RTÜK oluşumunun Anayasaya yerleştirilme girişimi, Cumhurbaşkanının bu girişimi geri göndermesine karşın aynen kabul edilerek Anayasa değişikliğine gidilmesi üzerine kaygı ve saptamaların yaşama geçtiği; radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinden muhalif olarak görülenlerin baskı altında tutulmasının Anayasada yer alan bir “kurul” ile dayatıldığı durumla karşı karşıyayız.
Kurul’un oluşumu, TBMM’deki seçim yöntemi, görev ve yetkileri, uygulamadaki sapmalar gibi biçimsellikler bir yana, anayasal bütünsellik dışına çıkan, uymak zorunda olduğu hak ve özgürlükleri tanımayan durumu ayrıntılarıyla incelemek elbette gerekli.
Ancak bu gereklilik içinde bulunduğumuz ekonomik, siyasal ve toplumsal ilişkilerden soyutlanarak yerine getirildiğinde kimi gerçekler perdelenmiş oluyor.
Örneğin bir ya da birkaç milletvekili transferiyle Meclisteki siyasi partilere göre üye dağılımının RTÜK üzerinden okunması elbette bir saptama. Ama bu saptamaya takılıp kalındığında siyasal kayganlığın ve kaypaklığın, genel oy hakkına ihanetin, Meclisteki birden çok siyasi partiye karşın tek siyasete yoğunlaşmanın, düzen siyasetiyle halkın nasıl kandırıldığının, emekçilerin sınıfsal savaşımlarının nasıl kırılmaya........
© soL
