menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Diyemedim-Dememeliydim! Muhip Bey Biz Sana Ne Diyelim?

8 1
10.02.2025

Kaç defa rüyama girdin.
Bazen iyi bazen fena
Ama ne olursa olsun
Hepsi içimin senden uzak
Kalamadığına delâlet ediyordu...
Oysa kahve içmişliğimiz de vardı:
“Bu ne hatır gönül bilmezlik” diyemedim.

Orhan Veli’nin “Diyemedim” şiiri ile başlayalım satırlarımıza. Günlük aktif bir yaşamınız varsa eğer karşılaşılan olaylar, sosyal ilişkilerde kişi, iş arkadaşları, ilişki içinde olunan birçok kişi karşısında “hadi canım sende” ünlemi ile kısa kesilen sözlü diyalogların pişmanlığıdır aslında diyememek veya dememek.

Dostoyevski “Yer altından notlar” adlı eserinde aynı konuyu farklı cümlelerle kurduğu köprü ile açıklamaya çalışmıştır. “İnsana en çok acı veren şey söyledikleriyle, söylemek istedikleri arasındaki uçurumdur.”

Ünlü yazarın bu cümlesi insanın iç dünyasında düşündüklerini, kelimelerle beyan etmeğe çalışırken söyledikleri ile söylemedikleri veya söyleyemedikleri arasındaki çelişkiyi, karakteri ile sosyal durumu arasındaki çatışmayı anlatır. Fikir ve düşünce tam olarak ifade edilemezse kişi ruhunda bir karanlık yolculuğa çıkar. Kimisi bu durum karşısında gamsız bir şekilde güler geçer, bazıları için ise bu durum yalnızlığın ve anlaşılamamanın kaynağıdır. Kelimeler bazan iç dünyadaki çatışmayı ve erozyonu anlatmak için yetmez. İnsan en büyük huzursuzluğu ve cevabı, sükûnetinin gürültüsünde saklar.

Mona Lisa tablosu gibiyiz. Uzun bir ara vermiş olduğumuz yazılarımıza başlamış olmanın tebessümü dudağımızın bir kenarında iken, geçen süreç içinde canımın içi Türkiye’mde vukuu bulmuş iki yılımı geçirdiğim Bolu’daki Kartalkaya yangınında kaybedilen 36’sı çocuk 78 canın üzüntüsünü.

Tek derdi, Türk Ulusu ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının hukuka uygun şekilde uygulanması ve vatandaş hukukunun üstün tutulması olan, dededen, babadan vatan sevdalısı olan bir vatan evladının tutuklanmasının şokunu, kavga ve silahlı çatışma alanına dönmüş sokakların tedirginliğini, yapanın yanına kar kalan suç-ceza ikileminin kızgınlığını yaşıyoruz.

Engizisyon başlıklı yazımız okuyanlar bilir; işlenen suçlar ile ortaçağ Avrupa’sına veya yazının bulunmasıyla başlayan İlkçağdan, günümüzün içinde bulunduğu ve Fransız ihtilalinin milat olduğu........

© SiyasetCafe