Hayvan Hakları Yasasının Perde Arkası
Önceki makaleyi okuyanlar hatırlayacaklardır. Hayvan haklarıyla ilgili yapılan yasa değişikliğinin uyutma adı altında katliam yasası olduğunu, sözde örnek aldıkları veya inceledikleri ülkelerde böylesine toplu itilafı meşrulaştıran bir yasa olmadığını ayrıntılarıyla açıklamıştım. Fazla değil, bir aylık olaylar silsilesini önünüze koyup bir neden-sonuç ilişkisi kurduğunuzda sözde hayvan hakları yasası olan ama hayvanlara yaşama hakkı tanımayan yasanın değiştirilme nedenlerinin siyaset gündeminde ki olaylarla doğrudan olmasa bile dolaylı bağlantısının olduğu görülecektir.
Dolayısıyla bu konu sadece kedi-köpek meselesi denilecek kadar sığ bir konu değildir. Şiddetten beslenen güç erki, toplumsal tepkiye neden olacak hadiseleri köpürterek gündemde tutarken, önceliği olan mesele ne ise onu perde arkasında halleder. Yani asıl meseleyi toplumun dikkatinden kaçırmak için insanların vicdanlarını sorgulayacak meseleler üzerinde ısrarcı bir tutum sergileyerek dikkatleri bunun üzerine çeker. Diğerleriyle ilişkinin daha iyi anlaşılması için biraz daha detaylandırmak gerekiyor.
Konu ne ise meclise gelmeden evvel öncelikle taslak bir metin hazırlayarak toplumu doğrudan ilgilendiren ayrıntılar basın yoluyla gündeme alınır ve etki-tepki sonuçlarına bakılır. Alınan sonuçlar üzerinden söz konusu yasa taslağı ne ise tadilata gidilir ama bu tadilat kendi amaçlarından sapmayacak şekilde yapılır. Eğer bekleyen daha önemli bir mesele var ise tıpkı hayvan hakları yasası değişikliğinde olduğu gibi ihtiyaç olmadığı halde gündeme alınarak toplumun dikkati dağıtılır, başka yöne çekilir. Etkili olmadığı durumlarda tepkiyi ve öfkeyi körükleyecek değişiklikler yapılır. Örneğin; söz konusu yasa taslağında geçen uyutmanın kaldırılarak “ötenazi” ile değiştirilmesi gibi.
Uyutmaya nazaran ötenazi, insan zihninde doğrudan öldürmeyi çağrıştırdığı ve doğal sonucu olarak da toplumsal tepkiyi büyüteceği bilindiği halde tercih edilmesinin altında yatan birçok nedenler vardır ki yazı içeriğinde bunlara da değineceğim. Bunca sorun varken hayvan haklarıyla mı uğraşacağım gibi benzer gerekçelerle sözde yasaya muhalefet edenlerin kavrayamadığı nokta da burasıdır. Bu sebeple söz konusu yasa değişikliği yalnızca sokak hayvanlarıyla ilgili değil, hepimizi doğrudan ilgilendiren hadiselerin üzerine atılmak istenen örtüdür. Görmek için de öncelikle örtüyü kaldırmak gerekiyor.
Katliam üzerinden tasarruf
Fazla değil üç yıl önce (2021) 11 maddesi değiştirilen, bir maddesi de tamamen kaldırılan yasayı tekrar değiştirmesini nasıl okumak gerekiyor acaba? Başta ekonomi olmak üzere önünde yığınla sorun varken ve bunları çözüm yolları araması gerekirken arasına neden hayvanları tıkıştırdılar? Bir de şöyle soralım; tüm sorunları çözdüler de bir tek hayvan hakları mı kaldı? Bu soru bile tek başına perdeyi aralamaya yetiyor ki o da tasarruf planıdır. AB örtüsü altında ülkeyi tamamen dışa bağımlı hale getiren, zam ile vergi üzerinden soygun düzeni kuran zihniyet, bu yasa ile sokaktaki hayvanların sorumluluğunu ilk başlarda yerel yönetimler ile vatandaşın sırtına yükleyecektir. Sonrasında ise yasa yeniden değiştirilecek, yeniden sahiplendirilemeyen hayvanlar topluca katledilecek ve böylece sokak hayvanları için........
© SiyasetCafe
visit website