Tövbe kapısının devşirme müridi: Trump’ın başkan yardımcısı J. D. Vance
“Amerika’nın Hitleri.”
“Amerika’nın en çok nefret edilen, kötücül ve salak ünlüsü.”
“Trump, başkan olabilecek kapasitede değil.”
“Dolandırıcı.”
“2016’da Trump’a oy vermedim.”
“Salak.”
“Trump Müslümanlar, göçmenler gibi değer verdiğim insanları ürkütüyor. Bu yüzden onu kınıyorum.”
“Trump, Amerika’nın yeni kültürel eroini.”
“Barack Obama, hayatımın çok önemli bir döneminde hayallerimi gerçekleştirebileceğime dair bana umut verdi. Onu özleyeceğim.”
New York Times, The Atlantic gibi liberal gazetelerde yayınlanan bu cümleler; Trump’tan ölesiye nefret eden bir Hollywood yıldızı, köşe yazarı veya Demokrat Partili bir siyasetçiye ait değil. Sözlerin sahibi, 2024 Kasım başkanlık seçimlerinin favorisi Cumhuriyetçi başkan adayı Donald J. Trump’ın başkan yardımcısı adayı Ohio senatörü J. D. Vance.
39 yaşındaki ABD Senatörü J. D. Vance, sadece en genç başkan yardımcısı adaylarından biri olarak tarihe geçmedi; aynı zamanda geçmişteki sert Trump eleştirileriyle de aşırı sağcı Cumhuriyetçilerin tepkisini çekti. Bazı Trumpçılar, Vance’nin “güvenilmez, CIA ajanı, gizli Demokrat…” olduğunu söyledi; Nick Fuentes gibi beyaz üstünlükçü ırkçılar Vance’nin Hint göçmeni bir Amerikalıyla evlenmesine, çocuklarına Hint isimleri vermesine dikkat çekerek “Bizden biri değil” diyecek noktaya kadar geldi.
J. D. Vance sadece bir siyasetçi değil. Aynı zamanda aynı Donald Trump gibi siyasete girmeden Amerikan halkının bütün kişisel yaşamıyla yakından tanıdığı ünlü bir sima. Ailesinin hikayesiyle, Trump uğruna tövbe edip baştan aşağıya değiştirdiği fikirleriyle ve Trump’tan daha iyi Trumpçılık yapmasına imkan veren siyaset becerisiyle uzun yıllar konuşulacak bir isim.
Hatta şimdiden 2028 seçimlerinin favori başkan adaylarından biri.
J. D. Vance, 1984 yılında Ohio eyaletinin Middletown kentinde dünyaya geldi. Middletown, ’u beyaz Amerikalılardan oluşan eski bir sanayi kentiydi. Ortabatı Amerika’da bulunan Michigan, Pennslyvania, Wisconsin gibi Ohio da geniş hacimli çelik fabrikalarına ev sahipliği yapıyordu. Vance’nin anneannesi 13 yaşında hamile kalmış, sonradan evleneceği erkek arkadaşıyla birlikte Kentucky’den Ohio’ya göç etmiş, bir nevi evden kaçmıştı. Vance’nin dedesi de Middletown’daki bir çelik fabrikasında çalışıyordu. Şehrin büyük çoğunluğunu ABD’nin kuzeydoğusuna uzanan Appalachian Dağlarının eteklerinden göç eden beyaz “hillbilly” lakaplı beyazlar (dağ insanları) oluşturuyordu. Sanayileşme dalgası, hillbillylerin sınıf atlamasını sağlamış, geniş iş imkanları sunmuştu. J.D.’nin dedesi de bu dalgadan payına düşeni almış, 2 katlı müstakil bir ev satın almış, çocuklarını okula yollamış, sakin bir orta sınıf hayatı kurmuştu.
Dedesinin çalıştığı fabrika 1985 yılında kapandı, başka bir şehre taşındı. Middletown, Asya’daki çelik üretiminin artması, çeliğe yönelik talebin düşmesi nedeniyle çelik fabrikalarının çeperinde büyüyen birçok Ortabatı şehriyle aynı kaderi paylaşmış, şehir zamanla hayalet bir kasabaya dönüşmüştü: iş imkanları azaldı, genç nüfus şehri terk etmeye başladı, uyuşturucu bağımlılığı arttı.
Şehirdeki uyuşturucu bağımlılarından biri de J. D. Vance’nin annesiydi. Bev Vance, lise birincisi olan başarılı bir öğrenciyken 19 yaşında evlenip çocuk sahibi olmuştu. Erken anneliğinin üstesinden doğal olarak gelemeyen Bev Vance, iki çocuk doğurduktan sonra eşinden ayrıldı ve hemşire olarak çalıştığı hastanede ağrı kesicilerle tanıştı. 5 kez evlenip ayrıldığı, ailesiyle ve çocuklarıyla sık sık karşı karşıya geldiği zor bir hayat geçiren Bev, sinir krizleriyle dolu bir uyuşturucu sarmalının içine girmişti. Çalıştığı işlerden kovuluyor, stabil bir hayat kuramıyor, kısa süreli tedavilerin ardından yeniden uyuşturucuya başlıyor, kendi çocuklarına şiddet uyguluyordu. Bir sinir krizinde arabada J. D. Vance varken son sürat arabayı sürmüş, kendi çocuğunu dahi öldürmekle tehdit edip öldüresiye dövmüştü.
J. D. Vance’i bu çalkantılı hayattan çekip kurtaran “Mamaw” diyerek hitap ettiği anneannesi oldu. Sıkı bir Demokrat Partili olan Bonnie Blanton Vance, J. D.’yi himayesine aldı ve eğitimiyle bizzat ilgilendi. İlaçlarından kıstığı parayla torununa hesap makinesi aldı, sosyal yardımlarla karnını doyurdu. Ekonomik sorunlar nedeniyle yoksullaşan Vance ailesi, artık orta sınıf değil, geçim sıkıntısı yaşayan yoksul ve parçalanmış bir aileydi. J.D.’nin annesinin bağımlılık motifinin de kaynağı alkolik babasıydı. “Mamaw” sık sık eve sarhoş gelip kendisini döven eşini alkolü bırakmadığı için sızdığı bir gece yakmış, öldürmeye çalışmıştı. Bu olay üzerine boşanan çift, başta J.D.’nin annesi olmak üzere çocuklarının psikolojisini de etkilemişti. Bu yoksulluk ve istismar sarmalını kırmak ise J.D. Vance’e nasip olmuştu.
J. D. liseyi bitirince orduya yazıldı, işgal sırasında 6 aylığına halkla ilişkiler görevlisi olarak Irak’ta görevlendirildi. Hiçbir askeri çatışma tecrübesi olmayan Vance, Irak’tan sonra eyalet tarafından desteklenen bir kamu üniversitesi olan Ohio Eyalet Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve felsefe okudu. Ailesinde üniversite okuyan ilk kişiydi. J. D. Vance, ailesi için en önemli sıçramayı ise lisans mezuniyetinden sonra yaşadı ve tam burslu olarak Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Yale Üniversitesi’nde Hint asıllı sınıf arkadaşı Usha ile tanıştı, çift mezun olur olmaz evlendi.
J.D.’nin hayatını değiştiren kişi sadece anneannesi değildi. Yale’de öğrenciyken fakülteye bir söyleşi için gelen PayPal kurucusu milyarder girişimci Peter Thiel ile tanışmıştı. J.D.’nin sınıf arkadaşları gibi yaz stajları, üniversite sonrası kariyer için referans isteyebileceği aile dostları, akrabaları, uzak kuzenleri, yani sosyal bir sermayesi yoktu. Peter Thiel gibi tesadüf eseri tanıştığı isimler kısa zamanda J.D.’nin kendi elleriyle yarattığı sosyal sermayesi olmuştu. J.D. kendine özgü hayat hikayesiyle insanları kısa bir sürede etkileyebiliyordu.
Vance bir hukuk firmasında çalıştıktan sonra Thiel’in şirketlerinden birinde işe girdi. Kısa bir sürede Peter Thiel ile ilişkisi gelişti, ikili birlikte yatırım yapmaya, siyasi konuları sık sık değerlendirmeye başladı. Peter Thiel’in önerdiği isimler ve kitaplar vesilesiyle mezhebini bile değiştirdi, Katolik oldu.
Vance kendi sermayesini biriktirmesinin ardından Ohio’ya dönerek çocukların eğitimine ve uyuşturucu bağımlılığına odaklanan bir STK kurdu. Adım adım siyasete girmeye kararlıydı. Vance’nin “Amerikan Rüyası” romanı gibi hayatını bir kez daha değiştiren şey ise kendi yazdığı anı kitabı oldu.
J.D.........
© Serbestiyet
visit website