menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump’u beklerken

11 55
13.01.2025

ABD’nin 45inci Başkanı Donald Trump birkaç gün sonra 47inci Başkanı olarak Beyaz Saraya dönecek. 1885-1889 ve 1893-1897 yılları arasında 22inci ve 24üncü başkan olarak görev yapan Grover Cleveland’dan bu yana seçim kaybedip ikinci bir dönem için Beyaz Saraya geri dönen ilk Başkan olacak. Cleveland’dan farklı olarak üçüncü bir dönem için aday olamayacak zira bilindiği gibi ABD Anayasasının 1951 yılında yürürlüğe giren 22inci tadiliyle Başkanlar artık sadece iki dönem görev yapabiliyorlar. Trump muhakkak ki bu değişikliğin yapılmamış olmasını dilerdi ancak kaldırmak istese dahi onun görev yapacağı dört yıl içinde böyle bir ihtimal yok zira ABD Anayasasının değiştirilmesi yıllar süren bir süreç gerektiriyor.

Trump’u şimdiye kadar görev yapmış başkanlardan ayıran başka bir husus hüküm giymiş bir kişinin hem aday olması hem de seçilmesinin ABD tarihinde ilk defa gerçekleşmiş olmasıdır. Geçtiğimiz hafta, hüküm giydiği ilk suçtan dolayı ceza verilmeyeceğine mahkeme başkanı karar verdi. Ceza almamasının nedeni kısa bir süre sonra Başkanlığı devralmasından ibaret. Yoksa mahkeme başkanı sus payı davasında Trump’un suçlu bulunduğunu ve hüküm giydiğini kararını açıklarken yeniden hatırlattı. Trump’un Başkanlığı sırasında da askıda olan diğer mahkeme süreçlerinin tamamen durdurulması için gayret harcaması muhtemeldir.

Trump’un öngörülemez olduğu ve ne yapacaklarının belirsizliklerle dolu olduğu sık sık yazılır oldu. Bir söylediğinin aksini ertesi gün söyleyebiliyor. Ekibini seçerken bir ahenk içinde çalışacak ve benzer görüşleri paylaşacak kişileri toplamaya dikkat etmesi beklenebilecekken tersini yaptı. Hem dış politikayı hem ekonomiyi yönetecek ekipler içinde birbirinin aksi görüşlere sahip kişiler yer alıyor. Örneğin sağ kolu olarak gösterilen dünyanın en zengin adamı Güney Afrika kökenli ve dolayısıyla ABD’ye göçmen olarak gelmiş Elon Musk gerekli yeteneklere sahip uzman kişilerin ABD’ye gelmesine kapıların açık tutulması gerektiğini savunurken Trump’un yakın çevresi mensuplarından ırkçı ve Müslüman düşmanı olduğunu gizlemeyen Laura Loomer sosyal medyada Musk ile kavgaya tutuşmuş, kapıların göçe kapatılması gerektiğini iddia etmiştir. Bu tartışmanın karşılıklı küfürleşmelere kadar gitmesi Trump daha iktidarı devralmadan kaotik bir ortamın oluştuğunun göstergesidir. Dış politika ekibinin bir kısmı Ukrayna’ya yardımların devam etmesi gerektiğini aleni bir şekilde savunurken, aynı ekibin başka mensupları bunun tersini öne sürmekte, hatta ABD’nin Avrupa’daki kuvvetlerini geri çekmesini ve savaşın hangi koşullarda olursa olsun sona erdirilmesini istemektedir.

Trump’un kendisi de bu kaotik ortama katkıda bulunuyor. Örneğin savaşı 24 saat içinde bitireceğini seçim kampanyası sırasında iddia ederken, Ukrayna koordinatörlüğüne mevcut desteklerin devamından yana olan emekli General Keith Kellog’u ataması herhalde Kremlin’de hayal kırıklığı yaratmıştır. Göreve başladığı gün gümrük vergilerini -60 oranında arttıracağını defalarca açıklamışken tarih yaklaşırken bundan da caydığının anlaşılması üzerine biraz tezat da olsa ABD doları birden değer kaybetmiştir.

Ve tabii geçenlerde verdiği bir basın konferansında Panama kanalını geri almak, Danimarka’nın otonom toprağı olan Grönland’a el koymak için gerektiği taktirde kaba kuvvete başvurabileceğini ima etmesi ABD’nin Batılı müttefikleri için gerçek bir soğuk duş teşkil etmiştir. Üstüne üstlük Kanada’nın da aslında ABD’ye bağlanması gerektiğini de zaman zaman dile getirmektedir.........

© Serbestiyet