menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bangladeş ve Venezuela: Tespitler, sonuçlar

9 1
26.08.2024

Kendi iç sorunlarımız ve civarımızda bitmeyen savaşlar kamuoyunu haliyle daha uzak coğrafyalarda meydana gelen olaylara dikkat vermesini önlüyor. Bunu da yadırgamamak gerekiyor.

Yine de bu olayların iki tanesi bence üzerinde durulmaya değer nitelikte sayılır. Bunlardan birincisi Bangladeş’te Başbakanın halk tarafından devrilmesi, ikincisi ise Venezuela’da yapılan ve yine mevcut iktidar tarafından çalınan seçimler olmuştur.

Her iki ülkenin belki tek ortak özelliği, otoriter rejimlere sahip olmalarıydı. Bangladeş 1971 yılında Pakistan’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra geçen dönemde istikrarlı bir demokrasiye pek nadiren sahip olabilmiştir. Kurucu lider Mujibur Rahman bağımsızlıktan dört yıl sonra 1975 yılında nerede ise tüm ailesiyle bir cinayete kurban gitmişti. Yurt dışında olduğu için canını kurtaran az sayıda aile mensuplarından kızı ise geçenlerde halk tarafından istifaya ve ülkeden kaçmaya zorlanan Şeyh Hasina’dan başkası değildi. Mujibur Rahman cinayetinden bir müddet sonra iktidarı ele geçiren General Zia ül Rahman da bu sefer 1981 yılında öldürülmüş, kurduğu hareketin başına da eşi Begüm Halida Zia geçmişti. O tarihten bugünlere kadar kısa aralıklar hariç iktidar bu iki kadın arasında gelip gitmiştir. Arada darbe teşebbüsleri ve kanlı bir şekilde bastırılan ayaklanmalar meydana gelmişse de ülke kendine göre bir istikrar yaşamış sayılabilir. İktidara gelen muhalifini ya hapse atıyor ya da siyasi rol oynamasını engellemek için gerekeni yapıyordu. Seçimlerin demokratik bir şekilde yapılmadığı, bazılarına muhalefet partilerinin katılmayı kabul etmediği de görülmüştür.

Şeyh Hasina kazandığı 2008 seçimlerinden sonra Ocak 2009’da Başbakanlığa yeniden oturmuş ve geçtiğimiz 5 Ağustos tarihine kadar yani 15 yıldan fazla bu görevi muhafaza etmiştir. Aslında bu dönem Bangladeş için çok önemli bir ekonomik kalkınma hamlesine şahit oldu. Fert başına milli gelir açısından hem Hindistan’ı hem Pakistan’ı geçmiş, çok büyük altyapı yatırımlarına sahne olmuş, özellikle Çin yatırımları sayesinde ihracatını geliştirmeyi başarmıştır. Ancak muhalefetin boykot ettiği seçimlerin iktidara meşruiyet sağlayamaması onun en zayıf noktasını teşkil etmiştir.

İktidarın devrilmesine yol açan protestoların kaynağı Şeyh Hasina’nın geçtiğimiz aylarda yürürlüğe soktuğu ve devlet hizmetine gireceklere uygulanacak kota sistemi olmuştur. Bu sistemde devlet hizmetine alınacak memur kadrolarının 0’unu Başbakanın cinayete kurban giden babasının kurduğu bağımsızlık hareketine katılanların ailelerine tahsis edilmesi öngörülmüştü. Bunun neticesinde üniversite gençliğinin istihdam olanaklarının önemli bir bölümü ellerinden gitmiş oluyordu. Demokrasinin çalışmadığı, mahkemelerin iktidarın kuklası haline geldiği bir ortamda gençlerin tek seçeneği sokak protestoları oldu. Ancak Bangladeş’in kanlı geçmişine uygun olarak bu protestolar barışçı olmaktan uzak kaldı. Ölü sayısının 300’ü geçtiği tahmin edilmektedir.

Şeyh Hasina’yı aslında iktidardan düşüren bizatihi sokak protestoları değil, onları bastırmakla görevlendirdiği polis ve askerin artık bu görevi yerine getirmeyi kabul etmemeleri olmuştur. 5 Ağustos günü konutunda yaptığı toplantıda polisin ve askeriyenin artık halkın üstüne ateş açmayacaklarını başbakana........

© Serbestiyet


Get it on Google Play