Hakkında konuşulamayan üstüne konuşmak
Ece Gürel’in hikayesi toplumda giderek artan “New Age” inanç ve ritüellerle ilgili yeni bir tartışma başlattı. İddiaya göre Gürel bu tür yeni modern tarikatlardan birine bağlıymış ve Belgrad Ormanında bir çeşit ritüeli uygulamaya çalışırken yolunu kaybetmiş. Gürel’in üzücü hikayesi modern/seküler insanın içine düştüğü manevi boşluğun, inanç arayışının ve bunun getirdiği bunalımın bir yansıması olarak okunuyor.
Bu akımları seküler yaşam tarzının bir arazı, hatta seküler inanç boşluğunun kaçınılmaz bir sonucu olarak yorumlayanların sayısı az değil; işte bu noktada benim ciddi kuşkularım var.
Her şeyden önce bu tür ritüelistik akımlar yeni değil; geçmişte heretik tarikatlar ya da baskın kurumsal dinin iktidarında ezilip yok edilen dinler yok mu? Hatta bunların içinde Mormonizm ya da Yehova Şahitleri gibi geniş tabanlı inanç kollarına ayrılanlar sayılamaz mı? Daha geriye gittiğimizde Hindistan’da İslam ve Hinduizm’den unsurlar taşıyan Sih inancı ya da Yezidilik ortaya çıktığında -belki hala- merkezdeki inançlar tarafından sapkınlık olarak görülmüyor muydu? Geçmiş asırlar içinde görünüp kaybolan, belki kayıtlara bile doğru dürüst geçmeyen tarikatlar, ayinler, linçler, kıyımlar, intiharlar ya da kurban ritüelleri yok mudur?
Burada tabi oldukça zor bir soru karşımıza çıkıyor: Bir inanç sistemini ‘hurafe’ olmaktan ayıran ve bir din olarak kabul etmemizi sağlayan ölçüler nedir? Örneğin bu “New Age” dediğimiz inanç kollarının bir bölümünde bir tek Tanrı inancı ve o Tanrıyla bütünleşme, ona yakarma, ona seslenme gibi unsurlar var. Merkezine “evren”, “sevgi”, “quantum” gibi -kimi zaman yanlış anlamda kullanılan- kavramları koyan inanışlar da var.
İkincisi, bu tür “New Age” uygulamalar ve hurafeler belli bir dine inanan insanlar arasında da çok yaygın. Büyüler, nazarlar, astroloji, hüddamlar, define arayıcıları… Hiçbiri seküler kültürün bir parçası değil. Hatta bir dine inanmak en baştan belli doğaüstü olaylara ve onların fiziksel dünyaya tesirlerine inanmayı da kolaylaştırıyor olabilir. Bu “New Age” işlerin ayinlerinde semavi dinlerin kitaplarını kullananlar, öğretilerinde ayetlere başvuranlar yok mu? Peygamber yerine bir “Mehdi” geçirip çok sayıda insanı peşinden sürükleyen sapkın........
© Serbestiyet
