İnsanın olma borcu
Borç insana yüktür. O yükten kurtulmak ister. İnsanın özgürlüğü üstünde bir yükün olmamasında, kalmamasında yatar. Kendi olmak veya olmanın bizzat kendisi biraz da altında kaldığın bir verili dünyanın üstüne onu hazmetmiş, hatmetmiş, hakkını vermiş, bedelini ödemiş olarak çıkmak demektir. Buna muhtelif tarihsel isimler takılmıştır: Aydınlanma, hikmet, ideal yurttaşlık, Nirvanaya ulaşmak, insan-ı kamil olmak, hakiki imanı elde etmek vesaire.
İnsanın borç ihtiyacı veya borçlanma realitesi onun alıp-veren, sivil/medeni yani bağımlı bir varlık olmasıyla ilgilidir. İnsan doğayla süreklilik arzeden bir akış ve alışveriş içinde olduğu gibi toplumla da bağımlılık arzeden bir ihtiyaç hali ve alışveriş içindedir. İnsan müstakil (istiklal sahibi, tamamen bağımsız) bir varlık olmadığı için insan kendisini her zaman bir borç içinde bulur. Borçlu olmak insanın ayırdedici bir özelliğidir. Antropologlar bu ihtiyaca değişim veya mübadele gibi adlar verirler. Takas, hediyeleşme, selamlaşma… Bunların hepsi borç ihtiyacının ve borçluluk halinin muhtelif tezahürleridir. Para borcun bir görünümü, anonimleşmiş bir somutlaşmasıdır. Her bir sikke (madeni para) teşekkür yağmurunu toplamak için yerde açılmış bir çukurdur.
İhsan bile bir borçtur. İyiliğin husule getirdiği borca şükür borcu diyoruz.........
© Serbestiyet
