menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Almanya bugün sandık başında: Sandıktan çıkacak sonuç Almanya’nın dış politikasını nasıl etkileyebilir?

14 0
23.02.2025

Almanya, kritik dış politika gelişmelerinin ortasında bugün sandık başına gidiyor. Küresel güç dengelerinin hızla değiştiği, jeopolitik gerilimlerin arttığı ve uluslararası sistemin yeniden şekillendiği bu dönemde, Berlin’in alacağı pozisyonlar yalnızca ülke içi siyaseti değil, Avrupa Birliği (AB) ve küresel politikayı da doğrudan etkileme potansiyeline sahip. Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı, Donald Trump’ın ABD başkanı olarak göreve başlamasıyla ortaya çıkan belirsizlikler, Çin ile süregelen ekonomik gerilimler ve Avrupa’nın güvenlik mimarisinin yeniden inşası gibi faktörler, Almanya’nın dış politika tercihlerini şekillendiren temel dinamikler arasında yer alıyor. Bu bağlamda, Almanya’nın hem Avrupa’nın lider ülkesi hem de küresel bir aktör olarak nasıl bir yol izleyeceği, seçim sonuçlarıyla netleşecek.

Ukrayna-Rusya savaşı, Almanya’nın dış politikasındaki en kritik başlıklardan biri olmaya devam ediyor. Berlin, uluslararası toplumla birlikte Rusya’ya karşı sert yaptırımlar uygularken, Ukrayna’ya askeri, insani ve mali destek sağlamayı sürdürüyor. Ancak bu tutum, Almanya içinde farklı görüşleri beraberinde getiriyor. Özellikle enerji fiyatlarının artışı ve ekonomik sıkıntıların derinleşmesi, Ukrayna’ya yapılan yardımların nasıl devam etmesi gerektiği konusunda tartışmalara yol açıyor. Muhalefetteki CDU/CSU, Almanya’nın savunma kapasitesinin korunması gerektiğini vurgulayarak, yapılan askeri yardımların dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Buna karşılık, mevcut koalisyon hükümetini oluşturan Yeşiller ve SPD, Avrupa’nın güvenliğini sağlamak ve Ukrayna’nın savunmasını desteklemek için Almanya’nın üzerine düşeni yapması gerektiğini belirtiyor.

Bugünkü seçim, kamuoyunun bu konuda hangi yönde ağırlık koyacağını ve Almanya’nın Ukrayna politikasının nasıl şekilleneceğini belirleyebilir.

Donald Trump’ın ABD başkanlığına ikinci kez seçilmesi, Almanya için büyük bir belirsizlik kaynağı olarak görülüyor. İlk başkanlık döneminde Avrupa’yı savunma harcamalarını artırmaya zorlayan ve NATO’ya yönelik eleştirel bir tutum sergileyen Trump, göreve gelir gelmez Ukrayna’ya yapılan yardımları durdurdu ve Rusya ile daha yakın ilişkiler kurma yönünde adımlar attı. Bu politikalar, Almanya’nın stratejik çıkarlarıyla doğrudan çelişebilir. Özellikle Trump’ın “Önce Amerika” (America First) politikası, transatlantik ilişkilerde güven kaybına yol açabilir.

Bu çerçevede, Almanya’daki yeni hükümet, Trump’ın Avrupa üzerindeki baskılarını dengelemek için AB içinde savunma ve güvenlik politikalarını güçlendirme çabalarını hızlandırmak zorunda kalabilir. Savunma Bakanı Boris Pistorius, Avrupa’nın savunma kapasitesini artırmak amacıyla ortak bir AB ordusu fikrini yeniden gündeme getirmişti. Ancak konuya dair Almanya’daki siyasi........

© Serbestiyet