Teğmenler olayı siyaseten cezalandırmayı gerektiren bir nitelik taşıyor mu?
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın son iki yazısında “Teğmenler Hadisesi”ne ilişkin verdiği yeni bilgiler ve özellikle de son yazısında paylaştığı bazı video görüntüleri bende bugüne kadar oluşan intibaı temelden değiştirecek bir nitelik taşıyor.
Bu bilgilere dayalı ortaya çıkan olay örgüsü sadece “Harp Okulundaki hayatın olağan akışı”na değil, teğmen ruhunun kendine özgü doğasına da gayet uygun düşüyor.
Şimdi önce bizdeki o ilk eksik bilgileri, ardından da Müyesser Yıldız’ın verdiği bu yeni bilgilerin olayı nasıl tamamladığını özetlemeye çalışacağım.
Bunların ardından da Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığına bazı eleştirilerim ve Başkomutanlık makamına bir önerim olacak.
Bizim 31 Ağustos günü izlediğimiz ham görüntüler, resmi mezuniyet töreni sonrasında, sayısı belirsiz ancak tüm “devre” mevcudunu yansıtmadığı anlaşılan bir grubun, törende edilmeyen bir yemini, Cumhurbaşkanı alandan ayrıldıktan hemen sonra, kendi tabur binalarında da değil, tören alanında topluca ettikleri şeklindeydi.
O ilk bilgilerden türeyen önemli soru şuydu: 2016 yılında kaldırılan bir yemin sekiz sene sonra neden şimdi tekrar ortaya çıkmıştı? Ve neden kendi aralarında, kendi tabur binalarında vs. değil de herkesin gözleri önünde böyle bir şey yapılmıştı?
Olayın öncesi bilinmeden sadece böyle bakıldığında hem destekleyenlerin hem şiddetle eleştirenlerin hem de benim gibi olayı “gayet tuhaf” bulanların ilk intibaı, bu olayın iktidara ve özel olarak da Erdoğan’a karşı bir ima taşıdığı şeklindeydi. Destekleyenlerin desteklediği, yerenlerin yerdiği ve tuhaf bulanların da tuhaf bulduğu şey siyasal ve ideolojik tınılar taşıyormuş gibi görünen bu imaydı.
Oysa metnin 2016 yılından itibaren kullanılmadığı şeklindeki bilgimiz doğru değildi.
Kamuoyu teğmenlerin ensesinde boza pişirirken Milli Savunma Bakanlığı bu bozanın hararetine uygun düşmeyen bir yavaşlık ve gecikme ile, yaklaşık 15 gün sonra, “eski yemin” meselesi ile ilgili şu açıklamayı yaptı: Eski yemin 2016’da değil, Nisan 2023’te kaldırılmıştı. Yemin 2022 yılında bile kullanılmıştı.
Bu bilgi, 2016 gibi bir tarihe göre olayı daha anlaşılır kılıyordu ama anlaşılmayan bir şey hâlâ varlığını sürdürüyordu:
Nisan 2023’ten hemen sonraki ilk mezuniyet töreni 2023’lü teğmenler için yapıldığına göre, neden onların mezuniyet töreninde herhangi bir “şey” olmamıştı da, olay 2024’te patlak vermişti?
İşte Müyesser Yıldız’ın verdiği son bilgiler bu tuhaflığı da anlaşılır kılıyor:
Aslında 2023’te de bir “şeyler” olmamış değildi; olmuştu.
Ama kamuoyu bundan bu biçimde haberdar olmamıştı.
2023’te ne olmuştu?
Müyesser Yıldız’ın yazısının içinde verilen video görüntülerine göre, 2023 yılının 29 Ağustos gecesi, ertesi gün teğmen olacak Harp Okulu öğrencileri kendi aralarında bir etkinlik düzenliyorlar ve kendi tabur binalarının bahçesinde toplanarak bu yemin metnini ve bazı marşları kendi aralarında okuyorlar.
Eğer hâlâ devam ediyorsa Harp Okulu’nda bir gelenekti: 29 Ağustos günü öğleden önce tören provalarının sonuncusu yapılır ve öğleden sonra da teğmenler, ilk maaşları verilerek izinli olarak bırakılırdı.
Videodaki sivil kıyafetli teğmenler işte bu mutlu günlerinin akşamında bu izinden dönen teğmenler.
Yine Müyesser Yıldız’ın naklettiği bilgilere göre, 2024 mezunu teğmenler de, tıpkı 2023 mezunu teğmenler gibi, 29 Ağustos 2024 gecesi böyle bir “devre gecesi” yapmak istiyorlar. Tören alanında değil, kendi öğrenim gördükleri tabur binasının iç bahçesinde. Gece. Kendi aralarında.
Ancak komutanları bir önceki yıl yapılan bu etkinliğin yapılmasına bu kez izin vermiyorlar.
Neden vermiyorlar? Bilmiyoruz.
Yıllardır edilmekte olan bir yeminin bir sene önce kaldırılmış olması, onun bir ikamesi olarak bir gece vakti tabur binalarının bahçesinde kendi aralarında yapmak istedikleri bir devre etkinliğinin de yasaklanmış olması… “Teğmen heyecanı” bu aşamada şöyle düşünmüş olmalı: “Bize eğer bunu da yaptırmıyorsanız,........
© Serbestiyet
visit website