GS, Okan Buruk duvarına tosluyor
Hakemin harika performansını takdir etmeden üç cümle kurmak her şeyden önce haramzade ilan edilmek için yeterli neden olur. Hakem muhteşemdi, gözleri sadece top ve ayakların ne yaptıklarıyla ilgili değildi, ondan öte oyuncuların bir bütün olarak bedensel davranışlarını, kesin ve adil bir titizlikle tarıyordu. Çarpışmaların şiddetini. eşitliği ve doğallığını, ince nüanslarla ayrıştırıp, ayrı ayrı katalogluyordu. Niyeti, eylemin doğasından ayrı tutarak, her doğal şiddeti oyuna dair sayarak çok akışkan bir oyun üretiyordu. Uzun zamandır oyunun doğasına, şiddetine ve niyetine bu kadar hakim bir hakem izlememiştim.
Hakemin oyunun bir parçası haline gelip, suyun akışına yol açan bahçıvana dönüşmesi en çok GS’li oyuncuları etkiledi. İlk yarım saatlik dilimde, her harekette faul bekleyen, ‘’ balerin’’ ruhlu oyuncular, hakemin himayesiz olduğunu anlayınca, sanırım o anda işin ciddiyetini kavramaya başladılar. GS oyunun üstündeki ‘’ ilahi tesadüf’’ kalkmış ve oyun, teknik adamın zekâsı ve oyuncuların hünerine kalmıştı. Öyle sanıyorum hakemin maçı yorumla gayreti, GS oyununun büyük zafiyetini de ortaya çıkardı.
Okan Buruk, defans kurgusunda esasen üçlü oynuyor. Başlangıç paslarının yol haritasında sağ ya da sol savunmacılardan biri kenarı sıfırlayarak, orta sahanın kalabalıklaşmasını sağlıyor ve........
© Serbestiyet
