Yalnızlığa kaçış
Karl Marx’ın sevdiğim bir sözü vardır: “İnsani olan hiçbir şey bana yabancı değildir.” Erlend Loe, “Doppler” adlı kitabının kahramanı ise bu lafın tam tersini söyler: “İnsana ait her şey artık bana yabancı.” Burada “artık” sözcüğü önemli. Romanın kahramanı Doppler için de demek ki insana ait hiçbir şey yabancı gelmiyordu bir zamanlar. Fakat artık radikal bir dönüşüm geçirmiş ve bu raddeye gelmiştir. Başarılarla dolu bir hayat yaşayan, evliliği ve çocukları olan belli bir statüde çalışan, düzenli bir yaşamı olan Doppler günün birinde ormanda gezerken bisikletten düşer ve birden bire bir aydınlanma yaşar. Kafasını yere çarpan Doppler’in bazı şeyler kafasına dank eder. Ve garip bir huzur duyar. Doppler bundan böyle yaşamını ormanda tek başına sürdürmeye karar verir. Bütün insanlardan uzak olma fikri çok cazip gelir. Ailesi, işi, sosyal ilişkileri ve günlük rutini ile ilişkilerini keserek yeni bir hayata adım atmaya çalışır.
Norveçli yazar Erlend Loe, modern insanın içinde bulunduğu kaotik ortamı ve açmazı üç roman aracılığı ile anlatır. “Doppler” serinin ilk kitabı olup, diğerleri “Volvo Kamyonlar” ve “Bildiğimiz Dünyanın Sonu”dur.
Gündelik........
© sendika.org
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)