menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Marx’ın Kriz Teorisi

17 0
16.01.2025

Clarke, “Marx’ın Kriz Teorisi” kitabını yazmaktaki amacının “Marx’ın kriz teorisinin kapalı bir yorumunu sunmak değil, Marx’ın 19. yüzyılda yazdığı halde yıkıcı bir teorik öneme sahip çalışmasının kavrayış ve orijinalliğini okuyucunun önüne koyarak kapitalizmin dinamiklerinin daha yeterli bir analizinin geliştirilmesi için bir tuğla eklemek” olduğunu belirtir.

Simon Clarke, Marx’ın Kriz Teorisi, İngilizceden çeviren: Cumhur Atay, Otonom Yayıncılık, 2007, 317 sayfa.

Clark’a göre; burjuva iktisatçılar, krizlerin kapitalist ekonominin toplumsal biçimine özgü olduğunu inkar etmek zorundadırlar. Çünkü bütün ekonomi teorisi, kapitalist sistemin kendi kendini düzenlediği, teorik iktisatçının asıl işinin bu tür kendi kendini düzenlemenin sürdürülebileceği asgari koşulları tanımlamak olduğu, böylece herhangi bir çöküşün normdan istisnai sapmaların sonucu olarak tanımlanacağı öncülü üzerine kuruludur. Tüm matematiksel inceliklerine rağmen bugünkü iktisatçıların sunduğu kriz açıklamaları 19. yüzyılda öne sürülenlerden farklı değildir. Savaş ya da hasat kıtlığı gibi bir dış şokun, üretim dalları arasında ya da ulusal ekonominin uluslararası ekonomik ilişkilerinde geçici bir karışıklık oluşturabileceği her zaman kabul edilmiştir. Fakat böyle bir krizin nedeninin kapitalist sistemin dışında yattığı ve kısa zamanda piyasa ayarlamasının normal süreçlerince istikrarın tekrar sağlanacağı var sayılmıştır. Bu tür dış şokların dışında krizlerin asıl nedeni geleneksel olarak hükümetin ekonominin düzenlenmesine keyfi ve basiretsiz müdahalesi şeklinde tanımlanmıştır. Kapitalizmin tarihini belirlemiş olan büyüme ve dibe vurma dönemlerinin döngüsel olarak birbirini izlemesi kapitalist üretim tarzına özgü olmayıp politikacıların budalalık ve sorumsuzluğuna bağlanmıştır.

Clark, Keynesçilerin krize bakışının da aynı minvalde olduğunu belirtir. “Kriz eğilimi kapitalist üretim tarzına özgü değil, kurumsal düzenleme ve politikaların yetersizliğinin sonucudur. Buna göre, kriz eğiliminin üstesinden uygun kurumsal ve politik reformlarla gelinebilir.” Keynes’ten sonra, ondan önce de olduğu gibi krizlerin sürmesi kapitalizmin kusurlarının değil politikacıların cehalet ve sorumsuzluğunun kanıtıdır. Yerine getirilmesi gereken görev, ekonomik krizlerin düzenli olarak tekrar etmesini kapitalizmin gelişme eğilimlerinin normal bir parçası olarak açıklamaktır.

Marksizm krizlerin yalnızca kapitalist birikimin yüzeysel bozulmaları olmayıp kriz eğilimin kapitalizmin toplumsal biçimine özgü olduğunu ispatlamaya çalışırken üstlendiği görev bu olmuştur. Marksist kriz teorilerinin ayırıcı özelliği, kapitalizmin nesnel sınırlarını ve sosyalizmin zorunluluğunu tanımlayan kapitalist üretim tarzının esas ve yok edilmez özelliği olarak kriz zorunluluğuna yaptıkları vurgudur.

Marx, eserlerinde kriz teorisini başlık altında sistemli ve detaylı bir analizini yapmaz. Clark, Marx’ın değişik zamanlarda, krizleri kâr oranlarının........

© sendika.org