Alevi katliamı gölgesinde SDG-HTŞ anlaşması: Ya şimdi ne olacak?
İç siyasette İmralı heyetinin aracılığı ile Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı ve ardından yaşanan görüşmeler tartışılırken Suriye’de içinde cihatçı ve selefi grupların bulunduğu HTŞ’nin Alevi katliamı tüm sürecin önüne geçti.
Toplumsal muhalefet bu konuyla ilgili açıklamalar ve eylemler düzenlediği gün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP’yi “mezhepçilikle” suçlayıp DEM Parti’ye konu hakkında hiza vermeye çalıştığı açıklaması düştü.
Bahçeli’nin bu çıkışı tam tartışılamazken görüşmeleri sürdüğü açıklanan SDG-HTŞ anlaşması Türkiye solunda bir şok etkisi yarattı.
Anlaşmada geçen “Esad artıkları ile mücadele” ibaresi bu yazının ana konusu. HTŞ’nin Lazkiye’de giriştiği Alevi katliamına bulduğu kalıp buydu. AKP iktidarı da Suriye’de yaşanan gelişmeleri bu ibare altında değerlendirdi.
Anlaşma duyurulmadan önce Türkiye’deki Kürt siyasi hareketi ise Suriye’de yaşanan durumu katliam olarak gördü ve buna uygun açıklamalarda bulundu.
Yeni Yaşam Gazetesi “HTŞ’nin IŞİD’e dönüştüğünü” ifade ederken DEM Parti bileşenleri HTŞ ile el sıkışanları cihatçılara destekle suçluyordu.
Tüm bu açıklamalar SDG lideri Mazlum Abdi ile HTŞ lideri Colani arasında yapılan anlaşma el sıkışma görüntüsüyle başka bir evreye geçti.
Kürt hareketinin Suriye’de aldığı pozisyon kazanımlarını korumak gibi pragmatik bir bakış açısıyla değerlendirilebilir. Zaten yıllardır Türkiye solunun büyük çoğunluğu SDG-ABD yakınlığını bu konu üzerinden ele alıyor.
Ancak binlerce insanın........
© sendika.org
