menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çürüme: Sermaye düzeninin kanser hali

12 0
26.01.2025

Şeyler ya da belirli bir şey, nesne neden çürür? Çürür, çünkü enerjisi, hareket kabiliyeti kaybolan, uzam ve zamandan yani gerçekçilikten sıyrılarak bir başına kalır; hücreleriyle bağlantılar zayıflar, sonra ana kolandan kopar, dağılır hareket edemez hale gelir. Üzerinden başkaları beslenir geçer, alttaki hepten işlevsiz kalır, kokuşarak kaybolur.

Doğada, doğallığında bir canlının çürümesi nitelik olarak aşağı yukarı böyledir. Aslında doğada özellikle de bitkisel âlemde çürüme kaçınılmaz ve kendiliğinden zorunlu bir hareketin sonucudur. Bir ağacın kuruyup çürümesi başka bitkiler ve bitkiler ortamında yaşam bulan böceklerin beslenmesi, mantarların ortaya çıkması açısından önemli bir olaydır. Çürüme, yenilenme için gerekli bir döngü haline gelmiştir. Elbet söz konusu çürüme döngüsü, insanın var olduğu koşulda onun eliyle bozulacak şekilde iradi bir darbe almadıysa! Her çürüme süreci yeni bir yaşamı içinde barındırır. Bu ve bunun gibi çürüme süreçleri nesnenin vazgeçilmez hallerinden biridir.

Salt doğal çürümenin dışında asıl bizim için tartışma konusu olan çürüme, mecazi bir anlamı taşıyan toplumsal çürüme biçimidir. Toplum ya da topluluk hali, insanın var olduğu zamandan bu yana çeşitli dönemlerdeki üretim biçimine denk düşen kültürü ve buna dahil olan gelenek birikimiyle, örgütlenmiş ilişki vb. durumunu ifade eder. Kapitalist üretim ilişkilerinde de sınıfsal çelişkiler bir yana kurum ve kurallarıyla iyi organize olmuş ve gelişmiş bir toplum düzeni söz konusudur. Devlet düzeneği, genel olarak tepede bu ilişkileri mülk sahibinin çıkarlarına uygun olarak biçimlendiren bir toplum yapısını hakim kılmaya çalışan üst yapı niteliğindedir.

Kapitalizm, bir bakıma toplum halinde yaşayan ve üreten insanın topluluk ilişkisine özde aykırı bir örgütlenme sağlar. Söz konusu örgütlenmede, mülk sahibi ya da onun denetimi altındaki yönetici kadrosu ile üretenlere karşı tutumu birbirine tamamen zıt olacak bir şekildedir ki, bu da bir yandan üreten diğer yandan üretenlerin emeğine el koyma şeklindeki sınıfsal gerçeğin kendisiyle ilgilidir.

Maddi ya da hizmet esaslı üretime dayalı irili, ufaklı bir işyerinde işler; küçük, orta ya da büyük bir küme insan tarafından yetenek, tecrübe, meslek esasına dayalı olarak işbölümüyle yürütülür. Büroda biri temizlik yapar, biri iletişimi sağlar, biri gelir-gideri tutar, biri arşivi yönetir, bir ya da birkaç kişi kurumu organize eder, kararlarını alır. Bir dokuma fabrikasında koca bir makinanın başında yerine göre 20, 30, 50… kişi aynı makinenin farklı bir aparatını denetler. Eğer bu bir iplik makinesi ise pamuk ya da yünün girişinden ortaya, dokunmuş kumaşın çıkıp........

© sendika.org