Sokakta yaşayan hayvanlar ve toplumsal mücadeleler üzerine
Eros, Cezve ve arkadaşlarının anısına saygıyla.
Gerçekten sokak hayvanları bu toplumda rahatsızlık uyandırıyor olsaydı, iktidar kendilerince problem olarak gördükleri sokak hayvanlarını “yerel yönetimlere” havale etmez; üstüncü ve tumturaklı bir politikayla çözmeye çalışırdı. Hatta bu konuda bir referandum dahi yaparlardı. Ve olağanüstü başarılarını televizyon kanallarında onlarca konuşanlarıyla topluma izletmekten çekinmezlerdi. Sorunları çözmeyi değil, sorunları çoğaltarak halkı yönetmeyi ilke edinmiş olan AKP, elbette sokak hayvanlarının sorunlarını çözmek yerine sorunun büyümesini ve çözümsüzlüğü politik bir yönetme biçimi olarak görmeye devam edecektir. Ancak AKP için bile bu yöntem gül bahçesi değil.
Öncelikle sokak hayvanlarına yönelik şiddet toplumun büyük bir çoğunluğunda rahatsızlık uyandırıyorken yasanın meşruiyeti de şimdiden tartışma konusu ve uygulanması birçok fili zorluklarla dolu. Yine sokak hayvanlarını sevenler sevmeyenlere göre çok daha fazla. Bunu bildikleri için yasa-yargı eliyle kurdukları hegemonya ve aşağıdaki trollerle sokakta yaşayan hayvanlara karşı “toplumsal bir öfke” yaratmanın peşindeler. Fakat yaratmak istedikleri öfke ters tepiyor. Sivas’ta dövülen Mucize’ye milyonlar sahip çıkıyor, İstanbul Başakşehir’de acımasızca katledilen kedi Cezve yine milyonların vicdanına gömülüyor. İsimlerinin başlarına prof., dr., uzman vs. yazdıran, diploma satın alan ucuz frankofon kafalar dışında sokak hayvanlarının yaşam mücadelesinin tek çözüm yolunun bilimsel vicdani ve ahlaki yoldan geçtiğini toplumun büyük bir kısmı, gerçek statü sahibi ve aydın kişilikli her birey kavramış durumda. Her şeye rağmen; derinleşen yapısal yoksullukla birlikte atomize olmuş ve bir türlü kendi yaşamsal varoluş alanlarını bütünüyle temsil edecek örgüt/örgütlenme bulamayan (siyasi parti, sendika, dernek) kitleler zaman zaman kamuoyunun gündemine gelen ve yükselen tepkilerle evinde, işyerinde, sokağında, sosyal medyasında tarafının “yaşam savunuculuğu” olduğunu........
© sendika.org
