MHP’ye ne oldu?
MHP’yi Kürt siyasetine ip atmaktan barış elini uzatmaya getiren süreç elbette bir dizi iç ve dış olguların sonucu sonrası oluşmuş sıkışıklığın doğurduğu nedenler kadar yarattığı fırsatların da zorunluluğudur. Elbette ki bir arada eşit, kimsenin ötekileştirilmediği çok renkli barıştan yana yaşam bizlerin yıllardır özlemini duyduğu ve kurmaya çalıştığı yaşamdır. Ancak yazının konusu nasıl bir barış sürecinin oluşmasına yönelik değil, sisler içinde çalan çan seslerinin arkasındakileri görebilmektir.
Kürt siyasetinin tüm unsurlarını içine kapsayacak bir “barış sürecinin fitilini yakan” MHP, bir günde ideoloji değiştirmiş olamaz. Bu anlamda iki olguya dikkatli bakmak zorundayız. Birincisi Suriye’nin ve Ortadoğu’nun silahların zoruyla neoliberal dönüşüme açılması ve bölgede oluşacak pazar payından herkesin gücü oranında, hatta gücünü zorlayarak daha fazlasını istemesi kaçınılmazdı. (Esad neoliberal dönüşüme karşı değildi ama Esad’ın askeri ve devlet bürokrasisi konumlarını kaybetme korkusundan direniyordu.) Türkiye sermayesi ise (doğal olarak ulus devlet) bu bağlamda da iç cephede ve iç cephenin hemen yanı........
© sendika.org
