menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Misak-ı Milli üzerinden kurgulanan tuzak ve yeni Anayasa

8 19
30.05.2025

Yeni Anayasa ve Eski Tuzaklar: Propaganda Makineleri Nasıl Çalışıyor?

"Bir milleti çökertmenin ilk adımı, onu fikren parçalamaktır."

Türkiye bir kez daha anayasa tartışmalarının içine çekiliyor. Yüzeyde uzlaşı, çoğulculuk ve demokratikleşme gibi makul kavramlarla sunulan bu tartışmaların derinlerinde çok daha karmaşık ve tehlikeli hesaplar yatıyor. Bu hesapların merkezinde ise üniter yapının gevşetilmesi, federasyon fikrinin topluma adım adım benimsetilmesi ve nihayetinde milli birliğin zedelenmesi bulunuyor.

Medya, Akademi ve Siyaset Üzerinden Propaganda

Kamuoyunun bu yönde yönlendirilmesinde medya, akademi ve siyaset alanlarında eşgüdümlü bir propaganda faaliyeti yürütülmektedir. Bu faaliyet, topluma sistemli biçimde belirli fikirleri aşılayarak anayasal değişimin ön hazırlığını yapmaktadır. Son yıllarda sıkça duyulan “ABD’de, Almanya’da da federasyon var, bizde neden olmasın?” türü argümanlar bu propagandanın başlıca araçlarındandır. Oysa bu ülkelerin tarihi ve siyasal yapıları Türkiye’ninkinden oldukça farklıdır. ABD başından beri eyaletlerin bir araya gelmesiyle kurulan bir devlettir. Almanya da benzer şekilde tarihsel olarak parçalı bir yapının birleşmesinden doğmuştur. Türkiye ise çok uluslu bir imparatorluktan çıkarak üniter, milli bir devlet kurmuştur. Bu nedenle Türkiye’de federasyon birleştirici değil, dağıtıcı bir etki yaratır. Şunu da bilmek gerekir ki; dünyada savaş olmadan üniter devlet yapısından federasyon sistemine geçen bir ülke örneği yoktur.

Misak-ı Milli Üzerinden Kurgulanan Tuzak

Bir diğer propaganda söylemi Misak-ı Milli ile ilgili yapılan yorumlarda karşımıza çıkar. Sınırları genişletme vaadi altında sunulan bu fikirler, ilk bakışta milliyetçi bir hedef gibi görünür. Ancak geçmişte Barzani’nin partisinin programında da aynı Misak-ı Milli haritasına yer verildiği bilinmektedir. Yani bu sınırlar sadece Türkiye’nin değil, kurulmak istenen başka yapıların da ilgi alanına girmektedir. Bu büyüme vaatlerinin sonunda ülkenin federatif bir yapıya zorlanması, ardından bu yapının içinden yeni ayrılıkçı hareketlerin doğması senaryosu dikkatle incelenmelidir.........

© Samsun Kent Haber