Tolga Birgücü yazdı: Bayramın kutlu olsun çaycı çocuk!
Dün Gülsan Sanayi’deydim.
Sevgili Ercan Üslü ile esnaf ziyareti yaptık, çay söylediler sağ olsunlar...
Ama o çayı 11 yaşında bir çocuk getirdi bize.
Adı: Yaser…
Bir çocuğun sesiydi “buyurun abi” diyen.
Elinde tepsi, ayağında yıpranmış spor ayakkabılar, gözlerinde erken büyümüş bir insanın yorgunluğu vardı.
O an Ercan’a döndüm ve sadece şunu diyebildim:
“Al sana 23 Nisan.”
O bayram ki, çocuklara armağan edilmişti.
Ama o çocuğun bayramı yoktu.
O çocuğun oyuncağı yoktu. Kitabı, teneffüsü, kalem kutusu, öğle tatili yoktu.
Toz vardı, yağ vardı, metal kokusu vardı. Eline yakışmayan tepsi vardı. Ve bir de “mecburiyet” vardı.
Sonra Yaser’in babası geldi. Bizim Ercan Üslü ile adaş çıktılar. Hatta tanıdık çıktı: Ercan ağabey.
Konuştuk. “Mecburuz” dedi.
Ve ben yutkundum.
Evet, hayatta kalmak için çocuklarımıza çocukluklarını yediriyoruz.
Ve sonra birileri çıkıp “23 Nisan kutlu olsun” diyor.
***
Fakat rakamlar yalan söylemiyor. TÜİK daha yeni açıkladı, ama araya sıkıştırdı:
Bugün bu ülkede her 10........© Samsun Gazete Arena
