menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TÜRKİYE, ‘VAROLUŞ’ TEHDİDİYLE YÜZ YÜZE DOĞURGANLIK ORANI NÜFUS ARTIŞ HIZIMIZI DİBE VURDU

9 0
02.05.2025

Türkiye’nin son yıllarda, doğurganlık hızı ve nüfus artış oranında yaşadığı “nüfus gerilemesi” bir “varoluş” tehdidine dönüştü.
Konu siyasetin gündemine yeterince giremese de iktidar cephesi bu konuyu bir “devlet meselesi” haline getirmek için yoğun mesai harcıyor.
Aslında bu “geliyorum” diyen bir tehditti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarının ilk dönemlerinde muhalefet bloğu tarafından dalga konusu yapılan “en az üç çocuk” söylemi o tehdidin Milli Güvenlik bağlamında hazırlanan en stratejik raporlara yansıdığının göstergesiydi.
Erdoğan, oluşturmak istediği toplumsal bilincin önüne muhalefetin alaycı bir üslupla takoz koyma girişimini dert etmeden, “3 çocuk” söylemini “3 de yetmez”e dönüştürdü.
Nikah masalarında çiftlerden en az iki çocuk sözü aldığı görüntüler muhalif medyada magazin konusu yapılsa da belediye başkanları ve nikah memurlarının kısa bir sürede tüm çiftlere bu tavsiyede bulunduklarını gördük.
Son bir-iki yıldır da evlenecek gençlere teşvik paketleri açıklanmaya bu paketlerin benzerleri AK Partili belediyeler tarafından da desteklenmeye başlandı. Hatta ailelere “çocuk desteği” paketleri hayata geçirildi bildiğim kadarıyla.
Ne yazık ki; geldiğimiz nokta itibarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidar cephesinin bu söylemlerine ve attığı adımlara rağmen doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının adeta tepe taklak aşağı sürüklendiği gerçeğiyle yüzleştik.
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları eski Başkanı, MKYK Üyesi ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, 29 Nisan günü TBMM kürsüsünden “Türkiye’nin doğurganlık hızı” başlığıyla yaptığı gündem dışı konuşmada, Türkiye nüfusunun 2100 yılında 55 milyona düşmesinin beklendiğini belirtip, "İngiltere'nin üç çocuktan bir çocuğa düşmesi 112 yılı almış ama Türkiye'nin üç çocuktan 1,5 çocuğa düşüşü ne yazık ki 32 yılda gerçekleşti.
Türkiye’de sezaryen oranı DSÖ’nün makul kabul ettiği yüzde 15’in tam 4 katı. Okuryazar olan herkes doğumların yüzde 60’ının sezaryen olmasında bir sorun olduğunu anlar.
‘Aileyi parçalamayı öneriyoruz’ diyenlerle aynı düşünmemiz söz konusu değildir" ifadelerini kullandı. Ayşe Keşir’in burada “‘Aileyi parçalamayı öneriyoruz’ diyenler” göndermesiyle muhalif cepheyi hedef aldığını elbette biliyoruz.
Ayşe Keşir’in bu söyleminde haklı olup olmadığını, “AK Parti’nin parti politikalarıyla iktidarın sosyo-ekonomik politikalarının da gelinen noktada sorumluluğu var mı” konusunu bir sonraki yazıda yorumlayacağım.
Gelelim henüz siyasetin gündeminde gerekli sıraya çıkamayan ancak ülke açısından büyük bir beka sorununa dönüşen “nüfus artışı hızı sorunumuzun” istatistiklere yansıyan verilerine…
2022 yılında binde 7,1 olan yıllık nüfus artış hızımız, 2023 yılında binde 1,1........

© Samimi Haber