menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MEDİNE’DEN KOVULAN 3 YAHUDİ KABİLESİ VE İÇİMİZDEKİ ‘DÖNME-DEVŞİRMELER’

20 0
29.06.2025

Bir topluluğun, bir milletin, bir arada yaşama kültürü, ortak tarih ve ortak bir gelecek inşa etme şuuru varsa, o toplumu o milleti oluşturan dini, kültürel ve etnik farklılıklar o ülkenin o beldenin zenginliğidir.
Ancak bir toplumun, bir milletin içindeki farklılıkların bir kısmı diğerleri üzerinde tahakküm kurmaya, eline geçirdiği devlet yönetimi marifetiyle diğer farklılıkları “ötekileştirip” etnik kimliğini ve inancını hatta mezhebini yok saymak dahil başkalaştırmaya çalışıyorsa, o topraklarda huzursuzluk, iç ayrışma ve çatışma nihayetinde de felaket kaçınılmazdır.
Batı toplumları eliyle, bünyesinde barındırdığı farklılıkları üzerinden kaos kargaşa ve iç çatışmalara en kolay sürüklenen ülkeler, maalesef içinde bulunduğumuz coğrafyada toplanıyor.
Coğrafyamız dışındaki İslam beldeleri de benzer kaderi yaşıyor.
Elbette bunun birçok sebebi var ama ilk sıraya hem etnik hem dini hem de mezhebi kimliklerini gizleyerek yaşam süren “dönme ve devşirmeler” eliyle saçılan fitneyi koyabiliriz.
Türkiye özelinde durumu tartışacak olursak önce bu durumu sığ bir düşünce sistemiyle son 100-110 yıla hapsetmeye çalışanların tezlerini tümden reddetmek durumundayız.
Coğrafyamızdaki bu sorunun başlangıcı 1400 yıl öncesine dayanmakla birlikte son 200 yılda yoğunlaşıyor.
Batıdan ve doğudan gelen/getirilen toplulukların Anadolu toprakları üzerindeki hakimiyet savaşı bu toprakları sürekli iki bloklu bir zemine kaydırmış, bu iki blok çatışmalarında en büyük zararı gören yine bu toprakların has evlatları olmuş.
Konumuz bu değil elbette. Bu çıkarsama bambaşka bir yazının konusu.
Benim asıl dikkat çekmek istediğim, bu topraklarda kendilerini Cihan Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’ın soyundan gelen (Seyyid) diye addedenlerin bazıları…
Bunların yedi ceddine baktığınızda hatta bizzat kendilerini irdelediğinizde, Hz. Peygamberin inancıyla kavgalı sünnetine mesafeli bireyler dışında kimseyi göremiyorsunuz.
Ya da “Seyyidlik” iddiası taşımakla birlikte Hz. Peygamber’in reddettiği ne varsa bünyesinde barındıranlar var...
Yıllardır İslam beldelerinde, bilhassa da bu topraklarda, Türkiye’de fitnenin, kardeş kavgasının, kaos ve kargaşanın arkasındaki el olan Müslüman görünümlü “dönme ve devşirmelerin” temeli nereye dayanıyor?
Fikirlerine değer verdiğim Trabzonlu bir dostum, kendilerine yakın bir ilin bir köyünde yaşayanların tamamının aslında etnik ve dini kimliklerinin Türklük ve Müslümanlıkla ilgisi olmamasına karşın hepsinin Müslüman görünümlü yaşadığını hatta köyün imamının da aynı etnik ve dini kimliğe sahip olduğunu bizzat kendisinin söylediğini anlatmıştı.
Yine yakın bir süre önce yolsuzluk ve rüşvetten tutuklu Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun, iktidar ve yargı mensuplarını hedef alan “çocuklarının ciğerlerinden et yesinler” şeklindeki kan donduran bedduası........

© Samimi Haber