DAĞLARCA'NIN TUTTUĞU TEK ŞAİR
Yetmişli yıllarda Şehzadebaşı'na yolu düşenler, burada Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın kitapçı dükkânını mutlaka görmüştür.
Adı, "KİTAP Kitabevi" idi.
Ünlü Hasanpaşa Fırını'nın elli metre ilerisinde.
Dağlarca, bu rafları toz içindeki dükkânda kitap satışı filan yapmıyordu artık.
Yine de her gün düzenli olarak gelip açıyor, içeride kâh gazete okuyor, şiir yazıyor, kâh ziyaretine gelen edebiyatçılarla tavla oynuyordu.
Dükkânın bir işlevi de, üstadın posta adresi olmasıydı. Mektupları buraya geliyordu.
Şiir yazıyorsa, rahatsız edilmemek için, kapıyı içeriden kilitliyordu.
Bir gün üstadı ziyarete gelen genç bir şair (o yıllarda gençti tabii) kendisini en çok etkilemiş olan, en tutkunu olduğu şairi sordu.
Dağlarca, iri iri açtığı gözlerini genç adamın üzerine çevirdi; kurnazca, sorunun yönünü değiştirdi:
"Senin en beğendiğin şair kim?" diye sordu ona.
Alacağı yanıta göre davranacaktı belki de...
Genç şair, hemen yanıtını yapıştırdı: "Nâzım Hikmet!"
Bunu derken, üstadın da kendiyle aynı görüşte olduğundan kuşku etmiyordu.
Ama Dağlarca aynı görüşte değildi; elini, "geç bir kalem" der gibi salladı.
Genç şair,........
© Samimi Haber
