menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Akseki dağına tırmanış ve Kadiruşağı köyü... Bir gelinin pişirdiği yemek bir köyün kaderini nasıl değiştirir?

9 0
06.03.2025

Derler ki, Kadiruşağı köyünün kaderi, bundan 300 yıl kadar önce, köye gelen yabancı bir gelinin pişirdiği yemekle değişmiş…
Efsaneye göre Kadiruşağı köyü daha önce başka bir yerdeymiş ve köyün bütün evlerinde hep aynı yemek pişermiş…
Günlerden bir gün, köye dışarıdan bir gelin gelmiş…
Gelin, köyün pişirdiği yemeği değil, farklı bir yemek pişirmiş…
Köyde bu söylenti yayılınca, köyün ileri gelenleri toplanmış ve ta yüzyıllardan beri devam edip gelen birlik ve beraberliklerinin bozulduğu gerekçesiyle; “Artık buralarda kalınmaz, haydi herkes toplansın, gidiyoruz! Aşımız işimize karıştı” deyip, şimdiki Kadiruşağı köyünün bulunduğu yere göçmüşler…

Yine derler ki, Seferberlik döneminde (1. Dünya Savaşı’nda), köyden 80 erkek askere götürülmüş…
Bunlardan sadece üç kişi sağ kalmış…
Bu üç kişi de Ruslara esir düşüp, esir kamplarında çalıştırıldıktan sonra, ikisi bir yolunu bulup kaçmış, ta Rusya’dan Kadiruşağı’na yürüyerek gelmişler.
Köyün bütün erkekleri askerde olduğu için, Kadiruşağı’nda tam 12 yıl hiç çocuk dünyaya gelmemiş…

Ve yine derler ki, Kadiruşağı köyü geniş toprakları ve arazileri olan bir yerleşim yeriymiş…
Kıtlık ve seferberlik döneminde, aç ve susuz kalan kadınlar, hayata tutunabilmek için bir kırat (yaklaşık 20 kg. ağırlığında yerel tahıl ölçü birimi) una, pirince ya da fasulyeye bir tarla verirlermiş…
Bu sefaleti fırsata dönüştüren Yeşilyurtlular, Kadiruşağı köyünün bütün arazilerine el koymuş…
Ve Kadiruşağı köylüleri derler ki; “Hem vatanımız için canımızı verdik hem de bütün arazilerimizi kaybedip fakir düştük.”
Şimdiki rotamız, işte bu efsane köy Kadiruşağı ile Gündüzbey arasındaki Akseki Dağı…

Gezi arkadaşlarım Pehlivan Dursun Ateş ve Bedo…
Hava güneşli, ılıman, berrak ve net…
Geçen hafta taze kar yağmış, dört tarafımızı saran dağlar bembeyaz…
Bu demektir ki hem tırmanıştan hem de fotoğraf çekmekten büyük zevk alacağız.
Ya Allah bismillah!
Dağın eteğine ilk adımımızı atıp şöyle zirveye bir bakıyoruz; “Yahu ne var ki, şuncacık yer, 1 saatte çıkarız” diyoruz.
Bize dağ mı dayanır?
O kadar da tecrübeli olduğum, dağın göründüğü gibi olmadığını bildiğim halde niye iddialı konuştuk ki, niye kendi kendimize hava attık ki?…

Çık babam çık, tırman........

© Samimi Haber