menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

13 saniye ve bir hayatın aynası

7 0
30.04.2025

13 saniye…

Kimi zaman bir nefes alıp vermeye, kimi zaman bir kelime söylemeye yeten o kısacık süre…

23 Nisan öğlen saatlerinde, 6,2 şiddetinde bir depremle 13 saniye boyunca binalar beşik gibi sallanırken, herkes yaşanabilecek ihtimalleri sorguluyordu muhtemelen. Her ne kadar soğukkanlı kalmaya çalışsak da, bir an için akla şu soru geldi: “Bu son mu?”

O 13 saniye, hayatı tüm ağırlığıyla yüzümüze çarptı.

Sonrasında gelen telefonlar –sevdiklerimizin telaşlı sesleri– gösterdi ki, böyle zamanlarda insanın kabuğu inceliyor. Dış dünyaya karşı zırhlarımız bir anda düşüyor. Hırslarımız, mücadelelerimiz, okyanusta köpek balığı gibi saldırgan çırpınışlarımız ne kadar da boş görünüyordu o an…

Hayat bir yarış değil, bir akıştı belki de. Kendimizi hırpalamaktansa, biraz daha suya güvenmeli, biraz daha akışa bırakmalıydık. Çünkü gerçekten kıymet verenler, bizimle yolu yürüyordu; diğerleri, her sapakta yavaşça gözden kayboluyordu zaten.

Türkiye gibi çetin bir coğrafyada yaşamak başlı başına bir mücadele. Hayat yeterince sertken, biz insanların kendi ellerimizle daha fazla zorluk yaratması, insanın içini acıtıyor.

Burada, doğaya, politikaya, ekonomiye, kadere karşı bir tür bağışıklık kazanıyoruz. Belki de o yüzden, dışarıdan gelenler bu topraklarda tutunmakta zorlanıyor. Düzenin ve güvenliğin değerini bilen bir yabancı için, burada yaşamak bazen imkânsıza yakın bir deneyim oluyor.

Bu kaotik ortamda en can........

© Şalom