menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Herkesin dolandırıcısı

16 0
12.02.2025

Aldatmaca insan türünün ürettiği ahlak içinde bağışlanmaz davranışlardan birisidir. Beraber yaşadığımız insanlar arasındaki karşılıklı güven duygusu toplumu bir arada tutarken, aldatmaca bu bir aradalığı bozar. Kimsenin kimseye güveni kalmaz. Bebeklikten başlayarak güvenecek insanlarla beraberlik arayışı içindeki insanın hayal kırıklıklarının başında ‘güvendiği dağlara yağan kar’ gelir. Rekabet ve çatışmalarda bir üstünlük sağlama aracı olan aldatmacayı yasalarla cezalandırırken, olimpiyat ruhu ve benzeri ‘fair play’ aktiviteleri ile denetimli kılmışızdır.

Toplumsal hayata geçişle beraber ‘denetim altına’ alınan aldatmacayı bir bakıma hepimizde bulunan bir dürtü gibi görebiliriz. Bu nedenle hepimiz birbirimizi kollamak zorunda kalmadığımız bir güven ortamının hayalini kurar, bu hayale yaklaşmanın yollarını ararız. Hepimiz derken, hepimiz dolandırıcıyız demesem de, o potansiyeli çoğumuz bir anlığına bile olsa taşır, diyebilirim. Üstelik her kültüre genellenebilir bir ahlak olup olmadığı ciddi bir tartışma konusuyken, aldatmacayı bir ‘kötülük’ diye tanımlamaktan ziyade kültür kodlarıyla savuşturmaya çalıştığımız bir durum demek de düşünülebilir. Bu konuya girmeme sebep olan hikâyeyi anlatıp bu konuyu bitireyim:

Sülün Osman, 1950’lerde meşhur olmuş, en son Galata Köprüsünü kiraya verirken yakayı ele vermiş dolandırıcı. Bir gün elinde........

© Şalom