Dr. Musa Albukrek; iki denklemli çözüm
İnsan zihni karmaşıktır. Saniye içinde birçok düşünceyi film şeridi misali peş peşe sıralayabilir.
Dr. Musa Albukrek’i yitirdiğimizi duyduğumda ilk tepkim, “Ayy yazık oldu”, ikinci tepkim, “Sonsuza giden yolu sanatçı mizacıyla eşleşen diğer yanda tarih kokan, İtalyan Mezarlığında geçireceğiydi.”
İçerdiği anlam itibariyle mezarlıklar, kulağa hoş gelen bir sözcük değil. Ancak İtalyan Mezarlığı tarihi dokusu, yer yer barok dönemin simgelerinden zengin detaylar ve parlak renklere sahip, Capodimontelerle bezenmiş, doğanın içinde düzenli bir mekândır.
Yanlış algılanacağımı düşünmüyorum. Kimilerine ters düşse de mekânda hem buruk, ama aynı zamanda etkilendiğiniz güzel bir konser bitiminde oturduğunuz koltuktan kalkmak istememek gibi huzur duygusunu yaşadım.
O gün Dr. Musa Albukrek’in yaşam değerlerinin bir özeti vardı adeta. Uğurlamaya gelenler arasında Türkçe, İngilizce, Fransızca ve İtalyancanın konuşulduğu kozmopolit bir ortam, Cihat Aşkın’dan başlayarak birçok keman ustası, fotoğraf, resim gibi sanat gönüllüleri, üyesi olduğu birçok sosyal toplum kuruluşlarından meslektaşları, dostları bulunuyordu.
Dikkatimi çeken gelenlerin törene uygun kıyafetlerle katılmış olmalarıydı. Bir süredir unutulmaya yüz tutan görgü, saygı geri gelmişti. Yaşamın doğal bir parçası olan söz konusu olaylarda uzun zamandır görmediklerimizle karşılaşır, ayaküstü sohbet ederiz. Bahçe avlusunda yine sohbet vardı. Ancak ne gereksiz kahkahalar, ne de duanın sesini bastıran uğultular mevcuttu.
Ailesi için elbette zamansız bir ayrılık, yaşıtları için, ‘yaşlı da değildi’, daha genç nesil için, ‘yaşı vardı ama genç bir ruhtu’.
Evren düşünceyi değil, hareketi alkışlar. Doktor her tür zenginliği doğallığıyla yaşadı ve yansıttıkları ile veda........
© Şalom
