Suskunluk sarmalı
Özellikle son iki on yıldır şiddeti gitgide artarak hayatımıza giren sansür uygulamaları aslında toplumların yabancı olduğu bir konu değil. Genellikle toplumun değerlerine, kültürel normlara ve hükümetlerin politikalarına dayalı olarak şekillenen sansür, medya platformları üzerinde izleyicilerin erişebileceği içeriklerin belirli bir çizgide kalmasını sağlarken, içerik, estetik, temsil gibi yollarla bazı özgürlükleri sınırlayabilmektedir. Sansürün politika, politik ekonomi ve endüstri-halkla ilişkiler gibi temel konuların yeniden ele alınmasıyla bağlantılı olmasının yanında sınıf, cinsiyet, etnisizm, din ve ideolojinin temsili ile yakından ilişkili olduğu açıktır. Belirli bir içerik veya bilgiye erişimi sınırlamak, değiştirmek ya da tamamen engellemek amacıyla yapılan bir müdahale şeklinde görünür olan sansür uygulamalarında müdahale, genellikle hükümetler, medya organları, kurumlar ya da bazen bireyler tarafından yapılmakta.
Bireyin düşüncelerini özgürce söylemesi büyük önem taşıyor. Ancak bazen aile ve arkadaş grupları gibi grupların yanında, eğitim ve iş ortamında bulunan ikincil gruplar içinde bireyler, kimi nedenlerden ötürü kendi gerçek düşüncesini ifade etmek yerine sessiz kalmayı veya gerçek düşüncesini çarpıtarak aktarmayı tercih etmekte. Bu durum, gruplar, örgütler, topluluklar veya toplum için olumsuz sonuçlar verebiliyor. Birey, farklı görüşte olduğu algılanan bir kişiden kendi gerçek görüşünü saklıyor ve düşüncesini ifade etmek için içinde bulunduğu ortam uygun olduğu halde bilinçli bir şekilde sessiz........
© Şalom
