Servet tsunamisini beklerken
The Economist dergisinin Cerulli Report’a dayandırarak şubat ayında yayınladığı bir araştırmaya göre, ABD’de önümüzdeki 25 senede 142 trilyon dolarlık servet bir sonraki nesle aktarılacak. Sadece 2025 senesinde bunun 6 trilyon dolarlık kısmının devredeceği tahmin ediliyor. Araştırmalara göre, Avrupa’da ise aynı dönemde 40 trilyon dolarlık bir servet devredilecek. Michigan Journal of Economics’e göre şu an yaşları 60 ile 80 arasında olan Amerikalıların halihazırdaki toplam serveti 80 trilyon dolar civarında. Türkiye’nin toplam yurt içi hasılasının 1,3 trilyon dolar olduğu düşünülünce bu servetin büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor. Maalesef, Türkiye’de bu türden araştırmalar pek yapılmadığından büyüklükleri bazı paraleller kurarak, çevremizdeki örneklere bakarak tahmin etmek dışında bir veri seti bulunmuyor.
Gelmekte olan bu varlık tsunamisinin arkasındaki dinamiklerden kısaca bahsetmek gerekiyor. Birinci etken, Baby Boomers olarak bilinen, 1946 ile 1964 yılları arasında doğan nesille gelen demografik patlama. Sadece ABD’de II. Dünya Savaşı öncesinde yılda ortalama 2,5 milyon doğum olur iken bu sayı savaş sonrasında yılda ortalama 4,3 milyona çıktı. Benzer artışlar Avrupa, Japonya ve Avustralya gibi gelişmiş ekonomilerde de yaşandı. O dönemde kadınlar hem daha erken evlenmeye hem de daha fazla çocuk yapmaya başlamışlardı. İkinci etken, endüstriyelleşme, teknoloji ve yoğun şehirleşme ile gelen verimlilik artışları. Bu iki etken nihayet küreselleşme ile birleşince gelişmiş ülke ekonomileri hızla büyüdü, son 60-70 senede dümende olanların yelkenleri arkadan gelen rüzgarlarla bir güzel doldu.
Servet, İngilizcedeki karşılığı ile wealth, parayla ifade edilebilecek her türlü nakit, tahvil, hisse türünden finansal enstrümanlar olduğu gibi, kıymetli madenler, sanat eserleri, kripto paralar ve en önemlisi gayrimenkul sınıfındaki varlıkları kapsıyor. Halka açık olmayıp halen faal şirketlerin hisseleri de sonraki nesillere devredecek varlıklar içinde yerini alıyor. Varlık fiyatları zaten enflasyon dolayısı........
© Şalom
