menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anılarla anılmak

7 0
previous day

Sonra... Hızla birbiri ardından yitirdiğim sevdiklerimi, dostları düşünüyorum. Hasret her geçen gün çoğalıyor. Benden daha gençleri yitirdiğimizde dayanamıyorum, niye o gitti de ben kaldım diye kahroluyorum. Arkadaşlarımın çoğu benden büyük, ister istemez yaş ilerledikçe hayat tenhalaşıyor.

Yukarıdaki alıntıyı Zeynep Oral’ın 15 Şubat tarihli Cumhuriyet gazetesindeki ‘80 Yaşım Merhaba’ başlıklı yazısından cımbızladım. Umarım beni bağışlar, fakat bu satırlar duygularımı o kadar güzel ifade ediyor ki, daha iyisini yazmayı beceremeyeceğim.

“Yaş ilerledikçe hayat tenhalaşıyor” demiş Zeynep Hanım, ne kadar yerinde bir tespit! Cep telefonum silmeye kıyamadığım numaralarla dolu! Dedemi hatırladım bu sözcükleri okurken; emekliye ayrıldıktan sonra her sabah mutlaka bir Hürriyet gazetesi aldırmayı alışkanlık edinmişti. Gün boyunca her sayfasını didik didik eder, noktasına virgülüne, küçük ilanlarına varıncaya dek satır satır okur, verdiği para boşa gitmezdi! Zamanla ilgisi azalmaya başladı. Artık gazeteyi açıyor, bir iki sayfasına göz gezdirdikten sonra kapatıp kenara bırakıyordu. Derken bir gün evdekilere talimatını verdi: “Artık bana gazete almayın!”

Doksanlı yaşlarının ortalarındaydı. Biz bu isteğini televizyona yormuştuk, zira gün boyunca ekranın karşısından ayrılmıyordu. Ne olursa olsun, müzik, yarışma, haber, spor, magazin; bütün programları izleyerek oyalanıyordu. Üstelik kulakları ağır işitmesine rağmen cihaz da kullanmazdı. Haliyle televizyon ardına kadar açık olduğundan, sesler binanın içinde gümbür gümbür yankılanırdı. Sonunda bir gün halam dayanamayıp sordu: “Bu saçmalıkları izleyeceğine sana bir gazete alayım, biraz okumak istemez misin?”

Dedemin cevabı şaşırtıcı olmakla birlikte mantık içeriyordu: “Ne........

© Şalom