Bencil düşmanlıklarımızı geleceğe miras bırakıyoruz
Dünyada çatışmalar, terör örgütleri ve egemenlik tartışmaları uzun yıllardır süregelen bir kısır döngü yarattı. İsrail-Filistin meselesinden, Türkiye'nin PKK ile mücadelesine, Katalonya'daki bağımsızlık taleplerinden Çeçen-Rus gerilimlerine kadar, her bir çatışma farklı toplumların aslında kimliklerini, travmalarını ve geleceğe dair umutlarını şekillendirmekte.
Ancak, tüm bu çatışmaların kökenine inildiğinde, karşımıza kıymetli hocam, politik psikolojinin dehası kabul edilen 5 kez Nobel Ödülü’ne aday gösterilen ve Sigorni Ödülü sahibi, Prof. Dr. Vamık C. Volkan’ın yıllardır dile getirdiği “Büyük Grup Kimliği ve Psikolojisi” kavramı çıkar.
Volkan der ki: “Bir toplumun büyük grup psikolojisi, geçmişte yaşadığı travmalardan, seçilmiş acılardan, kültürel değerlerden ve tarih boyunca yaşadığı kayıplardan beslenir.”
Bu kimlik, bir milletin ortak hafızasında derin izler bırakır ve nesilden nesile aktarılır. Türkiye’nin PKK’yı terör örgütü olarak görmesi ve dış ülkeler bu örgütü muhatap aldığında hissettiği öfke, işte tam da bu büyük grup kimliğinin bir yansımasıdır.
Aynı şekilde, İsrail’in Filistinli bazı grupları terörist olarak değerlendirmesi de kendi tarihsel ve psikolojik travmalarına dayanır.
Ancak burada dikkate değer olan, her iki örnekte de karşılıklı olarak benzer algılara sahip olunmasıdır. Bu durumda, insan kaçınılmaz olarak şu ironik soruyu sormadan edemiyor:
Biz........
© Şalom
visit website