Cumhurreis 3. Dünya Savaşı'nı mı imâ etti?
"Şark husumeti, İslâm inkişafını boğuyordu; zâil oldu ve olmalı. Garp husumeti, İslâmın ittihadına, uhuvvetin inkişafına en müessir sebeptir; bâki kalmalı..." Rüyada Bir Hitabe'den.
Muhterem kârîlerim, elbette duydunuz, şu sıralar Amerika'yla Avrupa'nın, Kanada'nın, Çin'in vs. arası biraz limonî... "Oh, oh; pek güzel, maşaallah; Allah arttırsın!" duasından sonra derim ki: Sosyalistler cümle aptallıkları içinde birşeyi çok doğru yapıyorlar. Hıı-hııı. Nedir? Bizim 'Dünya Savaşı' veya ceddin diliyle 'Cihan Harbi' dediğimiz hâdiselere 'Paylaşım Savaşı' diyorlar. Evet. Öyle diyorlar. İsabet ediyorlar. Hakikaten de dünya savaşları esasında dünyayı paylaşamamaktan çıkmıştır. Mevzu kesinlikle zâhirdeki anlaşmazlıklar değildir. İcmalen: Sanayi devrimini geç tamamlayan Almanya, bir de bakmıştır ki, ooohooo, İngiltere-Fransa parsayı çoktan toplamışlar. Babalarının tapulu arazisi gibi Afrika'ya, Asya'ya vs. konmuşlar. Kendisine sömürülecek pek bir yer bırakmamışlar. Cık, cık, cık. Eh, bu yecüc-mecücler, elbette tarlalarını artık gönülleriyle paylaşmak istemezler. O yüzden iş harbe dökülmüştür. Aman, eksik olmasın, birbirlerini yesin dursunlar hep. Maşaallah. Müslümanların rahatı kâfirlerin birbirlerini yemesindedir. Fakat birincisine karışmakla topuğumuza çok fena sıkmış olduk. İkincisini atlatmakla pek iyi ettik.
Okuyanlar bilir: Kastamonu Lahikası'nda derlenen mektuplar ekserî o dönemde telif edilmiştir. 'Mehdiyet' meselesinin, Barla Lahikası'nda kendisine pek yer bulamazken, Kastamonu Lahikası'nda bulmaya başlamasının da mezkûr konjonktürle koyu bir ilgisi vardır. Allahu a'lem. Çünkü, II. Dünya Savaşı, şahitleri için cidden dehşetli bir hâdisedir. Dile kolay: 85 milyonun öldüğü söylenir. Atom bombası bile kullanılmıştır. (I. Dünya Savaşı'nda ise kayıp sayısının 10 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir kârîlerim.) Böyle dehşetli bir harbin şahidi olan abilerin, yaşananları, 'mehdinin zuhur zamanı' olarak okumalarında garipsenecek birşey yoktur. Hatta, Hazret-i Üstadın da, o harbi, insanlık için 'dönüşüm zamanı' olarak okuması sarsıcılığıyla ilişkilendirilerek kavranılır. Evet. Ona göre, olanlar, zalimleri dahi yürüdükleri yolun yanlışlığına uyandıracak mahiyettedir. O derecede şiddet-i ikazı........
© Risale Haber
