Bilim, Akıl ve Vicdan: Sandalyeden Yaratıcıya Felsefi Bir Yolculuk–5
SCIENCE, REASON AND CONSCIENCE: A PHILOSOPHICAL JOURNEY FROM THE CHAIR TO THE CREATOR - 5 (İngilizce için TIKLAYINIZ)
(TÜRKÇE VE İNGİLİZCE)
Önceki Bölümlerin Özeti:
Farklı inançlara sahip üç kişi (İnançlı Kişi, Agnostik ve Ateist) bir odada toplanıp bir sandalyenin oluşumuna tanık olurlar. Ateist, sandalyenin oluşumunu bilimsel açıklamalarla detaylandırırken, İnançlı Kişi bu kusursuz düzenin ancak bir usta tarafından mümkün olabileceğini savunur. Agnostik ise daha fazla kanıt gerektiğini belirterek tarafsız kalır. Yaratıcıya inanan İnançlı Kişi, Ateist’in bilimsel açıklamalarına karşı çıkarak basit örneklerle yaratıcının varlığını savunur. Ateist ise bu örneklerin doğadaki karmaşıklığı açıklamaya yetmeyeceğini belirterek bilimsel kanıtlar ister.
BEŞİNCİ BÖLÜM: YARATILIŞIN İZİNDE: BİLİM VE İMANIN BULUŞMASI
Ateist, İnançlı Kişi'nin kendinden emin ve kararlı tavrı karşısında bir an duraksadı. İçindeki merak duygusu, onu bu yolculuğa adım atmaya zorluyordu. Belki de İnançlı Kişi'nin söylediği gibi, bilim ve inanç arasında bir köprü kurmak mümkündü.
İnançlı Kişi, Ateist'in yüzündeki tereddüdü fark etmişti. Gülümseyerek:
İnançlı Kişi: Merak etme, bu yolculukta seni zorla hiçbir şeye inandırmaya çalışmayacağım. Sadece sana bazı gerçekleri göstermek istiyorum. Gerisi senin kendi kararın olacak.
Ateist (Bir Yaratıcının Varlığına İnanmayan): Peki. Sizinle bu yolculuğa çıkmaya hazırım. Ama beni ikna etmek için sağlam kanıtlara ihtiyacınız olacak.
İnançlı Kişi, yüzünde hafif bir gülümsemeyle başını salladı.
İnançlı Kişi: Merak etmeyin. Bu yolculukta göreceğiniz her şey, sizi gerçeğe bir adım daha yaklaştıracak. “Doğadaki olayların öyle basit ve insan yapımı olaylarla açıklanmaya çalışılması doğru olmadığı gibi bilimsel de değildir.” demiştiniz. Bu tarz basit örnekler vermemin bilimsel nedenleri vardır. İlk olarak, insanların soyut ve karmaşık kavramları daha iyi anlamaları için somutlaştırma ve analoji[1] yöntemlerini kullanmak etkili bir öğrenme stratejisidir. Bu yöntemler, bilimsel araştırmalarla desteklenmiştir.[2] Bununla ilgili kaynakları hem de sizin istediğiniz batılı ve İngilizce kaynakları dipnota bırakıyorum. Onlara bakabilirsiniz.
Ateist: Nasıl yani? Biraz daha açıklayabilir misiniz?
İnançlı Kişi: Tabii ki. Bilimde "yapay sistemler" veya "insan yapımı sistemler" olarak adlandırılan örnekler, doğrudan insan müdahalesiyle tasarlanmış, inşa edilmiş veya değiştirilmiş sistemleri ifade eder. Bu tür örnekler, bir olayın simülasyonu[3] olarak da düşünülebilir. Simülasyonlar, hassas bir düzendeki tabiat olaylarını anlamada bize yardımcı olabilir. Gerçek hayattan basit örnekler kullanmanın bilimsel bir temeli vardır ve bu birkaç ana prensibe dayanır. Bu çalışmaların bilimsel kaynaklarını yine dipnotta sizinle paylaşıyorum. Bu kaynaklara başvurabilirsiniz.[4]
Ateist: Peki, bu basit örneklerin gerçekten karmaşık doğa olaylarını anlamamıza nasıl yardımcı olduğunu bilimsel verilerle söyleyebilir misiniz?
İnançlı Kişi: Elbette. Simülasyonlar, doğrudan gözlemle anlaşılamayan karmaşık süreçlerin ve olayların modellenmesini sağlar. Bilimsel çalışmalarda, simülasyonlar, karmaşık sistemlerin davranışlarını anlamak ve öngörmek için yaygın olarak kullanılır. Gerçek hayattan basit örnekler ve analojiler de bu simülasyonların bir türüdür. Örneğin, bilişsel yük teorisine[5] göre, basit ve tanıdık örnekler bilgi işlemeyi daha az zahmetli hale getirir ve öğrenmeyi kolaylaştırır.
Kalemin defteri çizmesi, kapı kolunun aşağı inip kapının açılması gibi örnekler kullanmak bilimde oldukça yaygındır ve birkaç önemli nedeni vardır. Bu nedenleri size teker teker açıklayacak ve sizin çok önemsediğiniz batılı bilim insanlarının İngilizce kaynaklarıyla da destekleyeceğim:
Ateist: Bu nasıl oluyor?
İnançlı Kişi: Bakın, basit bir kalemin kendi kendine yazamayacağını açıklamak, kâinattaki hassas olayların da kendiliğinden oluşamayacağını anlamamıza yardımcı olur. Gerçek hayattan alınan basit örnekler bağlamsal öğrenme teorisine göre de etkilidir. Bağlamsal öğrenme, bilginin belirli bir bağlam içinde daha iyi anlaşıldığını ve hatırlandığını savunur. Gerçek hayattan örnekler, insanların bilgiyi kendi yaşamlarına ve deneyimlerine bağlamalarını sağlar, böylece öğrenme daha anlamlı hale gelir.
Ateist: Ama bunlar hep öğrenme teorileri. Bilimsel kanıtlar var mı?
İnançlı Kişi: Elbette. İnsan beyninin hikâyeler ve örnek olaylarla daha iyi öğrendiği ve hatırladığı birçok nörobilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır.[11] Birkaç batılı bilim insanından İngilizce kaynak örneği dipnotta bulabilirsiniz. Jerome Bruner'ın çalışmaları, insanların bilgiyi hikâye formatında daha iyi öğrendiğini ve hatırladığını göstermiştir. Ayrıca, duygusal olarak bağlanılan bilgiler daha kalıcı olur. Bu nedenle, gerçek hayattan alınan örnekler ve hikâyeler, karmaşık kavramların anlaşılmasını ve hatırlanmasını kolaylaştırır.
Örneğin, gece saat iki de bir odada televizyon seyrederken kapının kolunun yavaşça indiğini ve kapının açıldığını düşünün. Bu basit ve tanıdık olay, tabiattaki karmaşık gibi görünen olaylarının anlaşılmasına yönelik bir analoji oluşturur. Beyin, basit ve tanıdık örnekler üzerinden daha karmaşık yapıları ve süreçleri kavramaya çalışır. Bu yüzden, basit bir kalemin kendi kendine yazamayacağını anlatmak, kâinattaki hassas olayların da kendiliğinden oluşamayacağını anlamamıza yardımcı olan etkili bir yöntemdir.
İnançlı kişinin bilimsel açıklamaları odadaki tartışmayı giderek derinleştiriyordu. İki taraf da kendi argümanlarını savunuyor, ancak ortak bir noktada buluşamıyordu. Agnostik, bu hararetli tartışmayı sessizce izliyor, her iki tarafın da argümanlarını dikkatle dinliyordu.
İnançlı kişi, basit örneklerle karmaşık kavramları anlatmanın önemini savunurken, ateist bu örneklerin kâinattaki hassas düzeni açıklamaya yetmeyeceğini iddia ediyordu. Tartışma, bilimsel kanıtlar ve felsefi yaklaşımlar arasında gidip geliyordu. İki taraf da kendi pozisyonlarını savunmakta kararlıydı.
İnançlı Kişi: Tüm bu açıklamalardan sonra size şunu sormak istiyorum:
İnsan yapımı maddelerle örnek vermemi hala eleştirmektesiniz. Ancak, insan yapımı malzemelerin kâinattaki........© Risale Haber
visit website